Kırmızı Basamaklarda

Geride kalan her şeyden acı çekiyorum
O kadar çok anı, o kadar çok işkence, o kadar çok son
Arkadaşlar, ortaklar, artık göremediğimiz insanlar
Sözsüz veda, kesişen hikayeler
Artık bir araya gelmiyorlar
Özlemden bahsediyorum, belki geçer gider diye
Ama nafile
Hatıralar beni incitiyor, hayatınki
Acımasız ve zalim, asla durmayacak
Beyazı sarıya dönüştürür, güzelliği öfkeyle
Ölümlülerin kaderi
Anlamaya çalışıyorum ne kadar tehlikeli olduğunu
Şu anın var olmadığını, aniden geçip gittiğini
Şimdi geçmişte kaldı

19 Ağustos 2023 2 şiiri var.
Yorumlar (12)
  • Tebrik ederim Fırat Bey. 🍀

  • 15 ay önce

    Şiir başlığı özenle seçilmiş her bir yukarı basamak daha çok, acılar kaybedişler hüzünler ve kederleri simgeliyor adeta. Hayatın önümüze serdikleri. O yüzden denir ya dünü yarını değil an'ı yaşa diye keşke mümkün kılabilseydik. Tebrikler Fırat bey sevgilerimle

  • 15 ay önce

    Çok sık şiir yazmıyorsun ama yazınca da derinliği ve güzelliği yoğun oluyor. Kalemine sağlık. Geç oldu ama hoş geldin diyeyim;)) biraz yavaş kaldım affola yoruma ve selama. Sağlıcakla kalasın.

  • 15 ay önce

    Duru bir şiir

    Kutlarım Fırat bey

  • 15 ay önce

    Müsaade et geçip gitsin zaman, ihtiyarlayalım ve ölelim bitsin:) Şu an yazdığım her harf yazarken bile geçmişte kalıyor, belki silme tuşuyla silebilirim şu an ama, silinse bile sanki bir tozu, nüvesi, özü kalıyor değil mi, silince dönüşüyor mu, yok oluyor mu, asırların zihin törpüsü olan sorular bunlar özünde. Lakin ne bizim çakralarımızla:) benimkiler genelde kapalı zaten, ne de ruhlar ve zihinlerimizle çözemediğimiz şeyler bizi delirtmesin de ne yapsın. Her şeye bir kelime ayırıyoruz, bir şeyi bir kelime ile anlatıyoruz, kafam karışıyor dostum, kimi niyet bile okuyoruz, gözlerinden anlıyoruz hani ya da kimileri kaş şeklinden,el çizgisinden, ayak parmaklarının şekli şemalinden bile tahliller yapıyor, anlamı arıyoruz durmadan. geçip giden anlamları. bir zamanlar sıklıkla değindik, görüntü hafızalarına, yok abi 20 yıllık görüntülerin girdiği zihin ile, 10 yıllık görüntülerin girdiği zihinler ve günümüzde tuşlarla başlayan emeklemeli agulu bugulu yaşamın görüntülü zihinleri aynı olamaz. bunu tarif edemiyorum ben.

    yani bir böçeği görüp korkan bir insanın çığlık atması gibi, korkulandan değil belki lakin çığlık atma isteği var sanki ruhumuzda veya zihnimizde. evlerimizi bir şeylerden korunmak için yapıyoruz, yüksek binalar kaç katlı lakin karınca çıkıyor, çekirge bile 10. kattta görülebiliyor mesela az önce bir çekirge ziyan ettim, eskiden olsa peçeteyle veya yelpazeyle dışarıya çıkarmaya, hadi çekirge burası senin yerin değil evine dön derdim, lakin bugün sıktım böçek ilacını üzerine, biraz zıpladı yine sıktım, sıktım, sarhoş oldu sonra ezdim attım çöpe.. gaz alarmı bile çalıştı.

    peki dünyayı yaşamı sevdiklerimizi kimden koruyoruz, düşmanımız kim gerçek düşmanımız kim, içimizde mi, dışımızda mı? dersen ki Tanrıdan ne zaman bahsedecek, inan bilmiyorum. :)

    Sen ne anlattın şiirde, ben ne anladım, lakin anlattığın da anladığım da geçti gitti şuan. şiirde arkadaşlardan bahsetmişsin ya, sanırım bir ara sıyırmışım, insanlara küstüğüm bir dönem, liseden bir ara epey takıldığımız bir arkadaşı markette gördüm belki de aradan sen de 20 yıl ben diyeyim 25 yıl geçmiş, hala durur fotoğraflar mesela lise zamanlarından, merhaba demedim. aslında merhaba diyenlerdenim daim, kaçmam muhabbetten selamdan lakin aynı az önce çekirgeye böçek ilacı sıkar gibi bir şekilde özlediğim hareketlerimi kendim öldürmeye başladım.

    ne oluyor ya hu? bir şiir ve bir yorum aynı şeylerden bahsetti mi bilemedim. lakin ne geçen ne de kırılan bir daha geri gelmiyor işte. mecburiyet mi yaşamak mesela, geçip gitmesi iyi günlerin veya iyi arkadaşların veya gençliğin mecburiyetten midir bu dünya.

    kötü ihtiyarlıyor bizim nesiller, daha önceki nesillerin ihtiyarladığı gibi değil, daha kötü ihtiyarlıyoruz bu çağda.

    sevgili ve sayın fırat'ım :) , sana zihinler ruhlar gönderdim, gönderdiğim an onlar bile geçti mesela. cinlerle meleklerle uğraşacak vakit yok, zihnimizi ruhumuzu çözelim de ha bir de zamana hükmedersek çözeriz bu anlamlı veya anlamsız değerli veya değersiz yaşamı..

    eksik olma, en sevdiğine emanet ol.:)