Kırmızı Değirmen "Moulin Rouge"

Kırk yıldır; tam kırk yıldır
Gece demeden, gündüz demeden
Hiç; ama hiç durmadan
Çuval çuval buğday taşıyorum
Değirmene!

Yemeden, içmeden, uyumadan
Uğraşıyorum durmadan...
Her buğday çuvalından bir avuç alıyorum
Değirmen taşının göbeğine
Döküyorum avuç avuç.

Mevlana'nın, Yunus Emre'nin;
Güzel Anadolu'nun torunuyum ya...
İşte ondan; ondan olsa gerek!

Böylece, içimdeki ?BEN?
Öğütüyordu buğdayları tam kırk yıldır.

Bu gece, Kırmızı Değirmen'de
Sordum kendime: ?Ne var, ne yok? diye.

İçimden bir ses yanıt verdi:

?Her şey var; hiçbir şey yok,
Oturanlar oturdu yerine;
Savrulanlar savruldu dört köşeye:
Geriye kadınların saltanatı kaldı.?

Mevlana'yı, Yunus'u bilemem;
Ama Anadolu'ya çok yakıştı bu yanıt!

Bu gece Moulin Rouge'da vardığım bu son
Kırk yıllık maceramın sonuydu:
Sevinçli mi, hüzünlü mü?
Sakın sorma orasını sakın!

Gerçeği görüp yakalamak yetmez mi?

İşte gerçek: BEN ve bir ömür!

Cennet ve cehennem;
Neyi istersen onu yaşa
Paşa gönlün bilir, paşa gönlün!




Paris, Moulin Rouge, 30.05.2007

Dostlar okuduğunuz bu şiiri bir kez de Müzik
eşliğinde fotograflardan oluşan slayt olarak
izlemeniz için aşağıdaki adrese girmenizi öneriyorum.

http://www.erkanyukarioglusiir.blogspot.com/

28 Ağustos 2008 34 şiiri var.
Yorumlar (1)