Kısacık Bir Uğultu

bir şarkıdan bahset
bir ölümün yarım kalmış kaidesinden
dudakları ayrıntısız çığlıklar atarken
bir duada kımıltısız sözler buyuran ne
anlamadık koşulsuz olması gerektiği gibi muhtelif bir zamana
ruhlarımızı yayıp onlardan bir şeyler istedik
derinlerden getirilmiş hiç tükenmeyen dudaklar
dalgın bir öykünün siyah gidişinde duyuldu
nedense hiç ağlamadık korkmadık
bulmalıydı bizi de bir gün
bir gün
bir yerlerde muhakkak

ıslatıyorum kısa kalan gölgelerimi
ve atıyorum
rüyalara kaçan elin son çırpınışı
beni suyun altında duyma ihtimaline
biriktirilmiş düşlerim var

kona kona uzak bir dala
sanki dünyada bir kayıtsızlığı sevimli kılan
burnunu sinek ısırsa duyulmayacak
ince bir uyku ile kirpiklerini
ve istem dışı
yaşıyor olabilmesi bir ağaç altında
hatırladığı bir şeymiş gibi geçti aklından

buyur son bir defa sana ağıtlar yakayım
öylesine şaşkındır ki sözlerin
bana kalmazsın ve uğramazsın
istersen o gizemde kalayım
bir şeylerden bahsetmek gibi
uzunca
ve kısacık bir uğultu.