Kıssadan Hisse / İnteraktif Şiir
Şiir bu ya
Adamın biri bir gün
Bakmış gitmiyor hiç bir şey yolunda
Ne iş var ne aş ne aşk
Toplamış tasını tarağını düşmüş yollaraaa
Gün bugün değilmiş tabi amma
Pek de önemi yokmuş o zaman
Günlerin daha
Neyse imiş
Yürümüş de yürümüş bizim bu adam işte
Dereleri tepeleri aşmış
Sırtı ter
Yüzü ıslak
Alnı pek
Saçı ak
Bir deri bir kemik kalmasın mıymış
Tabi adam inat mı inat
Durmamış imiş hiç
Adam yürümüş de yürümüş
Yürümüş de yürümüş habire
(Hatta bir rivayete göre tırakking için bu adamdan esinlenilmişler derler imişler)
Neyse işte
Dağları tepeleri aşa aşa yürümüş adam
Kâh berber pirelere denk gelmiş
Kâh tellal develere
Köyler kasabalar kalmış ardı sıra yürüdükçe bu
Günler günleri kovalamış
Adam günleri
Sonra günlerden bir gün
Karşısına çıkmasın mıymış bir evliyaaaa
Evliyanın
Kafada sarık
Elinde asa
Üstünde beyaz mı beyaz bir fistan
Yüzünde nur
Çenesinde de uzun mu uzun aksakalı var imişş
(Başka bir rivayete göre, bizim bu evliya emekli olunca; sarığı, fistanı ve sakalıyla (yani tam teçhizat) rüyalarımızın o meşhur mu meşhur aksakallı dedesi olmasın mıymış... Hele hele hele... Bak hele)
Durmuş dikilmiş evliya bizim adamın karşısına
Ve demiş ki
- Oğul oğul
- Nereden gelir nereye gidersin de hele
- Bahtımı kaybettim dede çıktım onu aramaya
Demiş bizim essah oğlannn
Evliya
Bir bizim adama bakmış
Bir çıkınına
Bir bizim adama bakmış
Bir çıkınına
Karnı da pek mi pek bi'aç imişş
Demiş ki bizim adama
- Oğul ağzıma lokma komadım günlerdir daha
- Bunun içun ne takatim kaldı ne dermanım
- Varsa iki lokma ver hele bana
Bizim adam acımış kıyamamış tabiii (aç açın halinden anlar imiş o zamanlar keza) açmış sermiş çıkınını toprağaaa
Demiş
- Buyur dede ye doya doya
Evliya bakmış
Bir somun ekmek
Yanında bir testi su
Bir baş soğan
Bolca da zeytin var çıkında
Almış soğanı eline
Bir vuruşta ayırmış ikiyeee
Kabuğunu atıp dereye
Yarısını koymuş yarım ekmeğin içine
Birkaç lokma ısırmış üst üste hemen
Hapur hupur şapur şupur diye indirmiş mideyeee
Testiden de kana kana su içmiş üstüneeee
Ohh yarasın imiş
(Ayran olsa imiş daha iyi gider imişmiş amma ne arasın ayran seyyahın çıkınında... Belki de icat edilmemiş yayık bile o zamanlar daha)
Evliya yedikçe yemiş tabi
Yedikçe yemiş
Gelmiş kendineee
Ardından koca bir yudum daha su yuvarlamış işkembeye
(Löp löp yediği için ekmeği tabi su içmeseymiş boğulup kalacakmış yoksa oracıkta)
Demiş ki sonra bizim adama
- Oğul sen çok yaşa e mi
- Doyurdun bu garibanı doyasıya
- Bak ne diyeceğim hele sana
- Aman haaaa iyi belleyesin bunu
- Şayet kaybolduysa bahtın
- Gerek yok yollarda aramana
- Bil ki bahtın her daim senin yanında
- İnsan dedüğün yeter ki bakmayı değil görmeyi bile
Devam etmiş evliya yemekten fırsat bulup nefes alabildikçe anlatmaya
- Sen. Demiş yutkunarak
- Sen neredeysen bahtın da oradadır oğul
- Baht dedüğün saklıdır insanın yaşıyor olmasında
- Nasıl ki sen çıktın karşıma
- Çare oldun şu aç mı aç karnıma
- Oldun bana baht
- Senin de çıkar bahtın her an karşınaaa
Adam bakmış evliya haklı ama ne yapsınmışmış ki şimdi peki?
Bilememiş tabi sormuş dedeyee
- İyi de ben ne yapacağım şimdi dede?
- Onca yolu geri mi gideceğim?
[Evliyanın gözü kalan erzakın üstünde imiş. Kaşla göz arasında dizmiş kalan yarım ekmeğin içine hepsiniii. Yedikçe yemiş habire (Bir yandan da atmış zeytin çekirdeklerini nereye denk gelirse etrafta). Bizim adam da şaşkın şaşkın; bir dedeye bakıyormuş, bir her ısırışta bitmekte olan ekmeğe, bir dedenin ağzını geviş getirir gibi çevirmesine, bir boş kalan çıkınınaaa]
(Yuttukça ağzındaki lokmayı daha bi'canlanmış aklı açılmış iyice gelmiş dile bu bizim aksakallı dedeee)
Demiş ki
- Bak oğul
- Geri dönsen değildir belki hiçbir şey bıraktığın yerde
- Değildir tanıdığın hiç kimse eskisi gibi
- Hem bilirsin bunca zaman sonra kim ölee kim kalaaa
- Hem sonra devam etsen
- Bilmezsin ne dertler seni beklemekte
- Boş ver sen şimdi ileriyi geriyi
- Bak hazır gelmişsin bu yere
- Doğa güzel dere güzel cennet gibi bura
- Otur sen yerleş şuraya
- Yaparız şuracığa bir tane kulübe
- Olmadı orta vadeli kredi çeker
- Küçük ölçekli bir bağ alırız sana şu tepenin ardından
- Şarap yapar satarsın
- Peşinden de dereye bir tane asma köprü ohhh
- Her gün on kişi geçse al sana on para
- Olmadı kampanya yaparız gidene dönüş bedeva
- Hem kendine bakarsın hem banaaa
- Dedim ya oğul çok arama
- Bak bahtın burnunun ucunda
- Demek ki ben de bahtınım senin ömrüne
(Bu bizim essah oğlan bakmış dede yemiş bitirmiş erzağı, bırakmamış bir kırıntı bile geride)
- Ah be dede
- Hani dediysek ye doya doya
- Yedin bitirdin rızkımın hepsini tıka basa
- Ki lokma bile komadın geriye
- Hadi soğanı yedin
- Neden attın kabuğunu dereye
- Yok dede yok kalsın
- Başlarım senden gelecek bahtın içine
- Ben yeterim kendi kendime
Almış bir eline boş çıkınını bir eline boş testisini
Yürümüş daha ilerilereee
Yürümüş de yürümüş
En sonunda
Gözüne kestirmiş
Ağaçlarla çevrili güzel bir dere
Kurulmuş hemencecik o yöreye
Tutmuş bir arsa çevirmiş çitle
Peşinden de
Açmış hemen bir tane arzuhalci
Bakmış keyfineee
(Tabi o zamanlar tapu kadastro neyin hak getireeee)
İşte böyleyken böyle
Bu şiir de burda bitmiş imiş
Gökten üç elma düşmüş yereee
Tabi o zamanlar her yer dutluk olduğundan
Kimsenin kafasına düşmemiş
Çürüyüp gitmiş imiş elmalarrr
Olmuşlar kurtlara maskaraaa
/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
Aşağıdakilerden hangisi bu kısa olmayan kıssadan çıkarılabilecek hissedir?
A - Doğayı koruyalım dereye soğan kabuğu atmayalım
B - Ben yeterim kendime
C - Herkes baksın işine
Ç - Hiç bir zaman UMUDUNU kaybetme. İlla ki güzel şeyler denk gelir ömrüne
D- Aksakalı, asası ve beyaz fistanı olsa bile dedene dahi güvenme
E - Eskiden buralar hep dutluktu
F - Ninem zamanında demiş dedeme: "Çevireydin on dönüm bostan yan gelir yatardık Osman"
G - Doğru cevap yumuşak g
Ğ - Hepsi
./////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
Hep sulu gözlü şeyler paylaşacak değiliz ya:)))
:) Ğ gülümsettin abim sevgiler
Değişik bir dost. Ne zaman ne yazacağını kestirmek zor... Böyle olmak da ayrı güzel. Değişik bir tat var şiirlerinde, alabiline zehirli, alabilene nergis... Kutlarım... Palyaço yalnızlığı adam...
Kutlarım algı gücünün engin ve zenginliğini Uğur kardeşim. Bin Bir Gece Masallarının teması Türkiye gerçeği olan versiyonunu sizden okumak tanımsız bir güzellik benim için. Ne çektiyse bu halk sarıklılardan çekti, bu gidişle daha ne çileler çekecek kimbilir. Dostlukla kalın.
Emeğinize sağlık uğur bey her ne arasan kendinde ara kimseden kimseye fayda yoktur derviş ne güzel Avantasını bulmuş ve kendi bahtı açılmış ya o birisi ne yapsın en sonunda aklı başına gelmiş ve kendi İşini kendi görmüş tebrik ederim saygılar
Çok güzelsiniz Uğur bey
Mizahlı günler