Kıyamet...

Oğul?



İçime çivi paslı sevinçlerim
Ruhumun elbisesini sıyırıp
Saplanırken azgın bir dalganın masum köpüğüne
Şafağın karnını söken kirli güneş
Camıma balçığını sıvıyor
Sabaha açılıyor uçlarına kırgınlık birikmiş kirpiklerim
Arap çöllerinden kalma kurak rüzgârlar yüzümde
Göz yuvalarımda yalnızlığın sağdığı çürük süt
Hangi günlerimin yakasına sarılıp uyanmak istesem
Gün düşmeden koynuma
Ben düşüyorum çamur bulanmış küf kokulu karanlığa


Anne?
Yokluğunun kaçıncı asrıdır ki
Dağlar kadar büyük yüreğimde
Sensizliğe dair ekilecek bir tohumluk bile yer kalmadı
Hüznüm üşüyor yapışmış yaz aylarının yakasına






Anne?


Ağustos çiçeği gibi açtın bir yaz akşamı avuçlarıma
Cennet müjdesiydi kokun cehennem kederlerimi süpüren
Çerçevelerde tozlanmaya yüz tutmuş gülüşlerim
Yanağıma pamuk elleriyle tekrar kondurup
Gamzelerimde solan yıldızlara hayat veren
Ne zaman açlık sarsa dört bir yanını
Göğsümün uçuna konardı titreyen dudakların
Gözümden akan coşkulu okyanus içinde yeşerip
Gökyüzüne boy atışını izlediğim


Ey oğul?
Hangi ana bırakmak ister uçurumun kenarında
Yağmur olup dökülen evladını
Amansız gidişe gebe kaldım
Yoksa ısıtırdım gülü bile kurutan ayaz çalınmış hayallerini









Oğul?


Hani?
Hani seni kaybettiğim saray var ya
Şimdi harabe
Şimdi etim çürük
Şimdi gözümden akan yaş bile buruşuk
Bir tek acın eskimiyor
İnatla kozasından her yeni güne doğan kelebek gibi
-Sen- diye çarpan kalbimin üzerinde dolanıp
Adımlarımı uçurumlara bırakıyor


Anne?
Aynanın ardında dünyanın unuttuğu çocuk
Uzanıp merhem olmak istiyorum yaralarına
Öpmek istiyorum gözlerine dolan sancıları usulca
Ah tanrı?m
O da sen gibi
Ne zaman yanına gitmek istesem
Bir damla yaşını yere fırlatıp
Dizlerime sarılmış umudu kaydırıyor ayaklar altında
Ağzımın içine biriktirdiğim öyle güzel sözler vardı ki
Ne sen ne de o duydu
Lal kaldı dilim kalabalıklarda








Anne?

Yedi tepeli şehre sığmazdı içimde ki sevgin
Sağır bir serçenin dilinden huzuru dinlemek gibiydi
Dizlerime yaslanırken yel serinliğinde nefesin
Ne zaman keder bulaşsa suratına
Ciğerimi ellerimle söküp mendil niyetine silerdim
Ahh?
Hayatın yükü binmesin diye kuş kadar cılız omzuna
Ben sırtıma sarardım acıları umarsızca



Oğlum?
Allah?ın emri göğüs kafesime dayandığında
Sana canımı bıraktım mirasımdır unutma!
Sahip çık yüreğinin üstünde ağlayan çocuğuma
Ve bağır?
Sesin semaların kulağını çınlatsın
Gelecek duvağını takıp koşsun önünde pervasızca






Oğul...


Her şiirin imgesine mutluluklarımı gömüyorum
Zamanları dişlerimin arasında çiğneyip tükürüyorum
Ha gülmüşüm
Ha ölmüşüm
Ne fark eder ki fırtınanın bıraktığı izlerden sonra
Aç kurak bir ülkenin kimliğine bürünüp
İlk gün ki sesimle son kez haykırıyorum sana

Anne anlamıyorsun?
Topraktan gelmedim insan neslinin arasına
Geldiğim yere dönmek tek duam
Al artık beni rahminin arasına
Uzat kordonlarını umutlarımı bağlayayım sıkıca
Tekrar yaşama dönmek istiyorum
Etimiz üzerine biçilen ölüm bile çürüdü
Bıraktığın kıyametin ortasında

31 Ağustos 2008 68 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    masal mı okudum şiir mi okudum😲ortada kalakaldım...👍👍tebrikler