Kıymetlinin Sonu

Akşam olmaya yüz tuttu.
Kapılar kapandı,
Kimileri içerde kimileri dışarıda kaldı.
Kimilerinin kaderiydi içeri
Kimilerinin de hiç olmamıştı içeride yeri.
Eli yüzü karalar, üstü başı yırtıklar,
Dışarının çocukları.
El bebek gül bebekler sanki içeriye yazılı.
Hava buz gibiydi,
Rüzgârın sesinden ortalık inliyordu.
Değil sokağa çıkmak
Cama bile yaklaşmak üşütürken,
Soğukların en buzunda çıplak ayaklı Ali vardı.
Ali candı! Ali mazlumdu! Ali kıymetliydi!
Ali anasının babasının bir tanesiydi!
Analar yavrularına dua ederken:
'Kimsenin nazlısını, el eline bırakma' derdi.
İşte bizim Ali'de el eline kalanlardan!
Kıymetliyken kıymetsiz olanlardan!
Daha minik bir can iken, canından koparılanlardan!
Can Ali, canından vurulanlardan sadece biriydi.
Anasının kokusuna doymadan anasız kalmış!
Daha baba bile demeden sokağa atılmış!
Ali sokaklarda büyümüş sokağın çocuğu olmuş.
Bakkal ekmeğine peynir vermiş;
Kasap haftada bir et yedirmiş.
Diğer konu komşu ve esnaflar,
Üst baş vermiş, adam etmiş.
Ali sokaklarda büyümüş, mahalleli onu çok sevmiş.
Her gece fırının arkasındaki odunlukta uyumuş,
Daha doğrusu uyuduğu sanılmış!
Hiçbir gece Ali gözünü kırpmamış,
Hep karanlıklardan korkmuş.
Ağlarmış ağlarmış sabahlara kadar ağlarmış!
Ama hiç kimse ağladığını anlamamış.
Ali cesurmuş!
Ali korkusuzmuş!
Ali gecelerin fatihi bir delikanlıymış!
Ve bütün mahalle bunu hep böyle bilmiş.
Ali bile aydınlıkta, gecenin fatihi olduğuna inanmış.
Ama gece olunca yine sabahlara kadar ağlamış.
Hiç şikâyet etmemiş,
.Mutluluğu bilmeyen çocuk her şeyle mutlu olmuş.
Bazı akşamlar daha kâbusları başlamadan, hayal kurarmış:
Zavallı çocuk Ali'nin hayalleri de,
Başkalarının gölgesindeymiş.
Hayalleri bile zincirli olan çocuğun,
Geleceği belli değil mi?
O sene mahalleye bir hastalık musallat olmuş.
Bütün çocukların, bir bir boyunları bükülmüş.
Ucundan kıyısından bizim Ali de bu derde yakalanmış.
Marazlı demesinler diye kimseye anlatamamış.
Önce bakkal anlamış, arkasından fırıncı,
Sonra bütün mahalle duymuş Ali'nin de hastalandığını.
İşte o günden sonra asıl kâbus başlamış.
Her gece ayrı bir evde Ali'nin fermanı yazılmış.
Lafı dolandırmadan suratına vurmuşlar.
Gecelerin fatihi,
Hıçkırarak ağlamış, başka yerim yok demiş.
Kimi git demiş, kimi kal,
Kimisi de zaten müsvedde insan öylece durup izlemiş.
Ali bakmış çaresiz, artık gitmesi lazım.
Büyüklük onda kalmış herkesle helalleşmiş.

Ali gittikçe ağırlaşmış,
Hiçbir mahalle ona sahip çıkmamış.
Herkes eski mahallesini suçlamış.
Bu hasta çocuğu atmalarına bahaneler aramış.
Takatsiz kalmış Ali,
Olduğu yere yığılmış.
Her yanı soğuktan buz kesmiş ama
Yüreği yanıyormuş.
Yıllardır korkudan kapanmayan gözleri,
O geceden sonra bir daha hiç açılmamış.

21 Eylül 2010 48 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar