Kızıl Bir Sükûta Sarıldı Şehitler
Gün eridi ellerimizde!
Kızıl bir öfkeye mahkûm olmadan
Bu yalnızlık kalemi çaldı bakışları
Toraman Emine’nin çopur oğlu
Laz Ayşe’nin kardeşi/
Karanfil gezginiydi bakışlar
Bakışlar mahrem/
Bakışlar ölü…
Son kez dediydim
Son kez/
Alacası bozuk ayın gölgesinde
Hendekler kazılıyor
Havada ceset kokusu
Sinekler uçuşuyor
Şehadet bağrında
Umarsız…
Ve kuru üzün taneleri
Kurtlu hoşafın içinde
Yunmak yok yıkanmak lüks
Yaralara ot tıkanıyor/
Ayaklar çürümüş çamurdan
Botlar ıslak, yürek ıslak, tan ıslak
Ey Oğul!
Al bu mecidiyeleri
Kefenliğimdir yavrum
Feda olsun vatanıma
Heba olma Rus’a İngiliz’e
Cönk bayırına
Dua tepeye…
İşte bu;
Zalim ayrılıkların gebesi
Dost olma oğul dost olma
Tenime sarıl yüreğime asıl
Dualarım seninle/
Saçlarım yorgan olsun tenine…
Kızıl bir sükûta sarıl
Şehidim…