Kızıl Döngü
-Hırkasız bir sabah vaktine doyamadığım zamanların
Gidip de dönmeyen can parçası yabancılarına...
Nefes alma gafletinde bulunan her canlı gibi
İlk soluk ciğerime acıyla doldu.
Sonra orada kaldı gün doğumları
O acıya hapis kaldı yeni gün umudu
O dönmemişliğe isyankâr ve o gidişe hasret.
Sevgiyle boyalı sözleri duvarıma tablo diye asarken
Şehir merkezlerinde seni arar oldu gözlerim
Gırtladığımda ilk soluğun acısı
Ciğerimde ilk yok oluşun acısı
Ruhumda bir ruhum olmasının acısı.
Takas usûlü çalışan esnafların
ikinci el kirli kıyafetlerine
Kokuna rastlarım diye gömdüm yüzümü
Hayalim kırıldı her adımda.
Hayalim imkânsızın varlığını kabul etti sonunda.
Hayalim sadece hayaldi, gerçeğin teğet geçtiği.
Güz dönümü esintisi parmak uçlarımda
Üşürsün diye dokunamadım hiç
Sen benim üşüdüğümden habersiz
Sen, benim sensizliğimden habersiz
Sen, benim ben olamayışımdan habersiz.
Oysa ilk nefesim gözlerin önünde yaktı canımı.
Oysa kınalı düşlerimin kokusunda sakladım ben seni
O'ysa sadece bir terk ediliş hikâyesi, bir yüz dönmüşlük abidesi.
Buralarda geceler kısadır
Uyku mahmurluğu sarkar ağaç dallarından
Havada egzotik bir esinti
Ezoterik bir intihar düşlemi
Yıldızların uçlarını birleştirince Tanrı'ya rastlarsın.
Buralarda, güzel yüzlü genç kadın
Senin sesinden dökülen türküler dinlenir
Dikenleşen derime suretin resmedilir
Bir balkon köşesinde elimde sigara
Göğe yükselen dumana fısıldarım adını.
Buralarda insanların büyükleri yoktur.
Buralarda insanların ruhları yoktur.
-Çürümüş ağaç diplerinin kokusuna doyamadığım zamanların
Katili olmaktan çekinmeyen bini bir parça şekil bozukluklarına...
Aşık olma gafletinde bulunan her canlı gibi
Mantığı gönüllü olarak terk ettim.
Orada kaldı geleceğe dair düşlerim
Ardıma bakmamı dileyen çocukluk hallerim.
Orada kaldı gül yüzlü hikâyelerin mutlu sonları ve yok oluşlara hasret.
Tırnak diplerimde bahar esintileri
Yüreğin çarpsın diye dokunamadım hiç sana
Sen benim hüznümden habersiz
Sen ağıtlarıma kulak tıkamış
Oysa ben senin soy ağacının kızıl eriği
Oysa doğduğumda kazımışlar adını bileklerime
O'ysa sadece bir gün batımı ötede, ılık ufuk çizgilerinin durak yeri.
Buralarda gündüz görmeyiz biz
Azgın kül tablaları fırlatılır balkonlardan
Ağaçlarda doğmamış çocuk lekeleri
Havada çiftleşen dönencelerin sesleri
Çıplak beton figürlerinin üzerinde salyalar.
Yıldızları ayırdığında siz görünürsünüz semada.
Buralarda, heybet yüklenmiş yakışıklı genç adam
Gül rengi dudaklarınızın ilanı verilir sayfa sayfa
Bir sokak köşesinde elimde ufak bir kâse
Adını dilenirim Yaradandan.
Buralarda insanların merhameti yoktur.
Buralarda insanların size dair hiçbir fikri yoktur.
kızıl dongü yok aslında ruhların dongüsü sarmış evreni.... harika kızıl dongünün hikayesi kökü dşarda döngüsü yansıtır tüm dünya ya... nede olsa amrikancılığımız devam etmekte.. kutların anlamlı dizeler ....
Mesut Bey;
Çok teşekkür ederim. Eksik olmayın.
Aslı Hanım;
Teşekkür ederim çokça. Var olun. Günlerimizi umuda dair dizeler süslese keşke. Güzel gönlünüze teşekkürler.
Ayşe Hanım;
Şiire benzeyen sizin bakışlarınız olsa ki böyle güzel gözleri layık görmüşsünüz bana.
Cemal Bey;
Teşekkür ederim bolca.
Nilgün Hanım;
Bu sayfaya her girişinizde doğuştan asık olan suratıma bir tebessüm bırakıyorsunuz. Teşekkürlerimle.
Her birinize sonsuz saygı ve yürekten sevgiyle.
Bu sayfadan her seferinde elim yüzüm şiire bulanmış çıkıyorum.. ve arabesk dil olmadan en gerçek sızıyla!!
Takdirlerimle
Yıldızların uçlarını birleştirince Tanrı'ya rastlarsın.
maharet bu işte,
şairlik ne güne durur...
kutlarım
sevgiyle kal...
👍👍👍şiirin tarifi yeniden yapılandı sizin şiirlerinizi okudukca.....içeriyle dokusuya her haliyle şiir..duygular sa bir yağmur....yüreğinize sağlık...sevgiler...😙😙👑👑