Kızıl Reçineler Yağıyor Avuçlarıma

mızrakları kırılır öfkenin
dağlarına yaslanınca iradi kıvılcımlar
kozalak tutuşur önce
sonra çam


şarapnel çığlıkları düşer korkunun kor soluğuna
sesler yanar
sonra çıplak yamaçlar


öykünün son satırını çizer
seyyahın ilk cümlesi
ve biter hikayesi


yeni satırbaşı açılır kırık bir parmağın gölgesinde üşürken harfler
özneler vurulur önce
yüklemlerde


çıplak defterler kalır geriye
kalemsiz
kelâmsız


hafızana saklanır
faili meçhul şiirlerden dökülen kan pıhtıları


ve
bir ölünün dudağında asılı kalan yarım şarkılar
toprakla sevişince


cemreler yıkar
son cümleleri


şimdi günlerden haziran
boş sayfalar vuruyor sahillere kağıt gemi misali


ıslanıyor hüznüm ve korkum
rengini asınca gözlerime deniz
koyu mavi hayaller kuruyorum kirpiklerimde kelepçe


dizlerim ve izlerim çürüyor
iyot ve poyraz vurunca korkumun köprücük kemiğine


mıhlanıp kalıyorum
ateş ortasında
susuzluğum kurutuyor nemleri


boyun eğiyor öfkem
tanrısını satmış ibadetler sarılınca seccademe
her yan kor
duman kokusu her yan




dağlarıma yaslanıyor iradi kıvılcımlar
kozalak tutuşuyor
sonra çam


kızıl reçineler yağıyor avuçlarıma
avuçlarımda yangın
şehri yakıyor besmelesiz ...

13 Haziran 2016 942 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (1)