Kızıl Reçineler Yağıyor Avuçlarıma
mızrakları kırılır öfkenin
dağlarına yaslanınca iradi kıvılcımlar
kozalak tutuşur önce
sonra çam
şarapnel çığlıkları düşer korkunun kor soluğuna
sesler yanar
sonra çıplak yamaçlar
öykünün son satırını çizer
seyyahın ilk cümlesi
ve biter hikayesi
yeni satırbaşı açılır kırık bir parmağın gölgesinde üşürken harfler
özneler vurulur önce
yüklemlerde
çıplak defterler kalır geriye
kalemsiz
kelâmsız
hafızana saklanır
faili meçhul şiirlerden dökülen kan pıhtıları
ve
bir ölünün dudağında asılı kalan yarım şarkılar
toprakla sevişince
cemreler yıkar
son cümleleri
şimdi günlerden haziran
boş sayfalar vuruyor sahillere kağıt gemi misali
ıslanıyor hüznüm ve korkum
rengini asınca gözlerime deniz
koyu mavi hayaller kuruyorum kirpiklerimde kelepçe
dizlerim ve izlerim çürüyor
iyot ve poyraz vurunca korkumun köprücük kemiğine
mıhlanıp kalıyorum
ateş ortasında
susuzluğum kurutuyor nemleri
boyun eğiyor öfkem
tanrısını satmış ibadetler sarılınca seccademe
her yan kor
duman kokusu her yan
dağlarıma yaslanıyor iradi kıvılcımlar
kozalak tutuşuyor
sonra çam
kızıl reçineler yağıyor avuçlarıma
avuçlarımda yangın
şehri yakıyor besmelesiz ...
Tebriklerimle
👍👍👍