Koca Çınar
Üzerinde dağlar kadar kar,
Yüreğinde bulutlar kadar
Hüzün var.
Hey... gidi koca çınar...
Senin de mi saçlarını ağarttılar?
Vefasız, zalim yıllar...
Boş ver...boş ver,
Altı üstü, davetsiz gelen bir sonbahar.
Bir de elveda demeden giden
Sararmış yapraklar...
Sen neler duymadın,
Neler görmedin ki?
Kaç zalim rüzgar,
Dağıttı saçlarını?
Kaç kara kış,
Kırdı attı dallarını?
Kaç sarhoş,
Kadeh parçaladı yaşlı gövdende?
Kaç genç aşık,
Kalp çizerek kanattı göğsünü?
Gıkını bile çıkarmadın.
Şişşt... ! hey!
Haydi kendine gel lütfen!
Bırak sızlanmayı...
Daha kaç göçmen kuş,
Yatıya kalacak
Şefkatli kollarında?
Daha kaç yorgun beden,
Dinlenecek gövdende?
Daha kaç börtü böcek,
Gezinecek üzerinde?
İlahi koca çınar,
Üzüldüğün şeye bak.
Seninki de bir şey mi?
Beni, kimler terk etmediler ki?
Kimler...kimler...kimler!
Hani bak! yıkıldım mı?
Hani bak! tükendim mi?
Hadi sen de topla kendini
Yaşamak için de olsa,
Ümitler hep bir başka bahara...
Biliyorsun ki;
Sen yine kavuşacaksın,
Yeşil yapraklarına.
Ya ben...?
sevgili Aslı hn. güzel gören yürek gözünüz sağolsun, bu güzel yorumunuz için sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum.
sevgiyle kalın.
Siir adeta muazzam olmus👍
Fevkaladenin fevkinde
seslendiren guzel sese
ve kaleme sonsuz tesekürlerlerimle
böyle bir siiri bizimle paylasziginiz icin..
kaleminiz daim olsun...
saygilarimla...