Komşuluk Ve Cemiyet
Gözlerimin önünde, geride kalan dünler,
Nerde eski komşuluk, nerede eski günler?
Bir mahallede yoksul, açlar insanlar yaşarsa,
Herkesin utancıydı, nerde sefalet varsa.
Kimseyi incitmeden, aranıp sorulurdu,
İyilikte yarışıp, mahcuplar korunurdu.
Fakir zengin bilinmez, birbirine benzerdi,
İnsanlar gösterişsiz, mütevazı gezerdi,
Bütün yüzler aşina, herkes herkesi tanır,
Ola ki bilemezse, edebinden utanır.
Eski insanlarımız, cömert yarışır gibi,
İsraf toplumu değil, infak toplumu idi.
O mutlu zamanlardan, geldik bugünümüze,
Yeni damgalar vurduk, mübarek dinimize.
Komşumuzu tanımaz, aç olsa da uyuruz,
Tepemizden tırnağa, safi kibir gururuz.
Otobüste gençlerin, ağızlarında sakız,
Kulaklığı takılmış telefonlu oğlan kız.
Yüzleri yan tarafa, yaşlıları görmezler,
Kucağında çocuklu, anneye yer vermezler.
Kimileride var ki, yüksek sesle konuşur,
Otobüste herkesin yüzü gözü buruşur.
Bazıları leş gibi, genzimizi sızlatır,
Bazıları ne saygı, ne edep erkân tanır.
Trafik kuralları, kuralsızlık içinde,
Hepsi başka havada, hepsi başka biçimde.
Ekonomik siyasi, kâr amaçlı kaygılar,
Ne fazilet bıraktı, ne de sevgi saygılar.
Marka ölçümüz oldu, takvadan uzak kaldık,
Özümüzü terk edip, yanlışı örnek aldık.
Ünlülerden modeller, gayet seksi kıyafet,
Dekolte giyenden çok, kem gözlere ziyafet.
Doyumsuz açlık çeker, ihtiyaç üretiriz,
Bin lira kazanmadan, on binler tüketiriz.
İki kişi oturur, üç yüz metre binada,
Bir de yazlığı olur, kiracıya inada.
Dört çarpı dört cinsinden, hanıma lüks araba,
İşçileri köledir, ya azatsız maraba.
Adamında dostu var veyahutta metresi,
Böyle saltanat varken, hanımın çıkmaz sesi.
Tüketim hız kesmiyor, artıyor hiç durmadan,
Bütçeler açık verir, dengeleri kırmadan.
Başlangıcı hoş amma, sonu tam bir felaket,
Kaybolup gitmededir, yuvalarda saadet.
Evlilik uçurumda, yürekte yaşanmıyor,
Çocuklu aileler, boşuna boşanmıyor.
Sevgi saygı yürekten yüreğe olmayınca,
Dünya yıkılır sanki para da kalmayınca.
Cevabından korktuğum, sorular hiç bitmiyor,
Endişeler artıyor, kaygılarım gitmiyor.
Bu insanlar hesapsız, nereye gidiyorlar?
Kendileri kendine, ihanet ediyorlar?
Mermer yığınlarından, saray gibi mezarlar,
Reklam yapar gibi hece taşı yazarlar.
Duyarsanız şaşmayın, kefenin markasını,
Yaralıdan bu kadar, getirin arkasını.
22.08.2011