Kopsun Çarmığın Ateşe Mahkum Kopçaları
Kim bekler ki
İsa
Çıka gelir
Denizin tam ortasından
Saçlarına yakamoz yılışmış
Gözleri köpüklü Nisan aksından arta kalan köpükleri düşüyor
Kaldırımlara lüfer kokulu
Kurumuş körfezin yosunları
Çarmıha gerilmiş ve vurulmuş yeşil koru çiviler
Kan damlıyor ve ağlıyor melodileri şehrin
Nisan Nisan’lıktan vazgeçmiş
Tutkulu aşklara rastgele diyen meczup martılar dolanıyor düş ülkesinde
Sarhoş olmuş gün batımına kırlangıç
Keş salyalar karışmış seslere
Kavruk bir nida
Kamburuna yıkılmış bir sürü aşk hikayesi
Umut ziyan olmuş
Ümit helak
Biliyor musun
Akşamları lacivert bir zaman
Yıkılmış köhne bacalara aşkın dalgalı saçları
Deniz öyle vahim ki
Tilki kurnazlığında sağmış gözlerini
Fikrimin kavgası yetmedi
Bir karış sandal kadar kaldım tam göbeğinde fırtınaların
Istamroz kırık
Yelken pupa
Kanadı kırılmış yekenin
Pusulamın es zamanında
Kulaç atsam kollarım kırılacak
Avuçlarım yok benim
Kim bekler ki
İsa
Çıka gelir
Denizin tam ortasından
Ruhumun kucağından kucaklar
Geçmişin ayak izlerini
Süpürür ne varsa
Ardımda arda kalan
Ah Meryem
Düşle ve seslen kün aşkına
Kopsun çarmığın ateşe mahkum kopçaları
Sarılsın merhamet
Gece yarılarına
Çıka gelsin ...
Kalemin gücü diyelim, Yüreğinize sağlık Tarık bey, Kutlarım .