Kör Halkların Zaferi
İlginç bir dünya, yaşayan varlıklarıyla.
Gök gürler, ama duymazlar.
Korkup kaçmanın yolu, sağır olmaktır,
Gözleri kapalı, şöyle örneğin:
Nefes alırken mükemmeldir her şey.
Kanı görürler
Dost etiyle yükselmiş dağı da.
Akıntıya kapılıp giden saçı görürler.
Saçın üzerinde bir toka, düşünülür genç bir kıza ait olduğu.
Kurşunu görürler, rüzgârı yırtan korkunç mızrağı,
Biraz önce, başlamıştır savaş,
Biraz önce, vurmuştur birbirini iki arkadaş.
Mesele şu ki:
Dönüşü yoktur savaşın.
Ölenler çürür, ölenler kördür.
Kan nehri dolar, nehirde yüzen çocuklar,
Asma köprülerde analar
Görmedikleri bataklığa koşarlar.
Burada yalnızca faşizm vardır.
Gözler bu yüzden kör edilmiştir,
Uğruna ölünen bir avuç toprak,
Uğruna ölen çocukları, kale taşı gibi taşıyacak,
En tepede, kan içinde bir gömlek
Bayrak gibi dalgalanacak,
Dalgada bir ses yankılanacak:
?' Toprak için ölen, yaşamamış sayılacak''
Bir zorbanın sayesinde,
Belirsiz bir dille, vatan diye diye....
(Aslında uzun zaman önce, barışın usulüyle yaşayanlar;
Ölülerinin etrafında gezecekler.
Nineler ve dedeler
Yeniden dirilerek,
Ölen torunlarına ve çocuklarına
Bir tanrı duasından çok, kardeşliğin şarkısını söyleyecekler)
Oysa onlar çoktan düştüler ve öldüler
Güneş ışınlarını ve kimyasal karışımları gördüler
Bir tek savaşa yürürken, kör/leştiler.
Asıl önemli olan saçıdır genç kızın,
Bu örülmüş mirasa, sahip çıkacak doğacak olanlar,
Hayranlıkla bakacak ve camdan vazoya koyacaklar
Ki ancak o zaman insan etinden daha kutsal olanı
Yani anasının, yani bacısının bir tutam saçını,
Savaş'tan sağ çıkmış sayacak
Ve gören gözlerinde parıldayacak.
Masum gözleri taşıyan insan sureti,
İnce bir gözyaşı dökerek,
?' İşte şimdi, Barış doğmuştur'' diyecek.
Kimileri için bu son olacak.
Kan dolu nehri yudumlayanlar,
Ağızlarına mühürlenen kırmızı rengi görecek
Ve kendi kanlarını emerek,
Tükenmeyen ağız dolusu sövmeyle,
Şiirlerdeki barış'a kafa tutacaklar.
Ve uzun zaman önce öldüklerini anlayıp,
Güneşin kucağına yükselen,
Bacımın (kızıl) renkli saçına
Ve onu yüzlerce yıl taşıyacak olanlara
Merhamet dilenip yalvaracaklar ya!
İşte o zaman, cenneti doğuracak DÜNYA...
Kimileri için bu son olacak. Kan dolu nehri yudumlayanlar, Ağızlarına mühürlenen kırmızı rengi görecek Ve kendi kanlarını emerek, Tükenmeyen ağız dolusu sövmeyle, Şiirlerdeki barış'a kafa tutacaklar. Ve uzun zaman önce öldüklerini anlayıp, Güneşin kucağına yükselen, Bacımın (kızıl) renkli saçına Ve onu yüzlerce yıl taşıyacak olanlara Merhamet dilenip yalvaracaklar ya! İşte o zaman, cenneti doğuracak DÜNYA...
Kutluyorum toplumsal yanı ağır basan bu güzel şiiri içtenlikle...