Kördüğüm
Sen!
içimi azarladığım huysuzluğum
gözümün damarına çelme taktıran
gece rüzgarım
sesinle açılan ruhumun pencereleri
nöbetlerimin son nefesinde
dudaklarınla dokun
yaralı
ürkek
tedirgin üşümelerime
kırlangıçlar çember çiziyor başımda
kaynıyor kazanım...
At kendini dedim şehrimin içine
tok karnına takip edeyim
kalp atışlarını
nice saatler verdim, senli savaşlarıma
sırtımı döndüğümde, diz cöküp çömeldi sözlerim
yorgunluktan...
Hadi
şiirimin kalbine gel
on yaşında çocukluk oyunlarını
yirmisinde hayal ettiklerini
kırkınde gittikçe genişleyen
sensizlik sıkıntılarını anlatsın
radyo dinler gibi aç sesimi
sıkılırsan
soy duvar sıvamı
firar et...
Bilmem hangi gecenin yolcususun
bir şehir çiz gözlerine
gecesi gündüzü türkü yaksın gitmelere
adımı her anışında
sende bıraktığım sözlerim
yüreğinde açlıktan erisin
tükensin
düşür çaresizliğimi gözkapaklarında
öldür beni...
Kara benekli kaderin cilvesi
kir, pas, aç bıraktı umutlarımı
yuvasını kuran şen şakrak
göçmen kuşlarına sığındırdı...
Yine hayıflandı iç dünyam
renkli kalemler biriktirdim karaya inat
ne ilk nede son sözünü duyabildim yalnızlığımın
suretime çarpar bir deniz
ah bir deniz
bir inişi var ki gözlerime
yüreğimi parçalar...
Hep aynı modeli çizen yokluklara
bir koşu varmak vardı şimdi
nane tadında hayat
et obur geceler
gittikçe yalnızlaşan adımlarımı
bir parmak boyunda
kibrit kadar bıraktı
senli düşüncelerimin sonsuzluğunda sürgünüm
ruhumu al ellerine
bir sıkımlık canı kaldı...
Tekrar tekrar okuduğum
bir roman kadar ağırsın
sıfatımı arıyorum hayali bakışlarında
bir ah gibi
kaç yaprağıma bastın acımadan
şimdi
seni bekledikçe yaşlanan
bakışlarım yorgun
öylesine ağırım kendime
tutunsam kol kanadımdan
koparım en ince sensizliğimden...
Gitmelerin rengini kül rengine boyadım
voltajı düşük gözbebeklerim yaladı
karnesinde kırık not almış bir çocuk gibi
utangacım, gitme demeye...
Kireç tutmuş demlik ağızlı sözlerimle
karıncalarımı incitmeden
dalımda öten bülbülü duymadan
kaçır nefesini
bırak sözlerim kireçli kalsın
alçaltsın beni
köprü altı dudaklarımda kaldı
kördüğüm...
Hadi şiirimin kalbine gel on yaşında çocukluk oyunlarını yirmisinde hayal ettiklerini kırkınde gittikçe genişleyen sensizlik sıkıntılarını anlatsın radyo dinler gibi aç sesimi sıkılırsan soy duvar sıvamı firar et...
😙😙😙😙😙😙😙😙😙
Kara benekli kaderin cilvesi kir, pas, aç bıraktı umutlarımı yuvasını kuran şen şakrak göçmen kuşlarına sığındırdı...
Bende şiiri uzun yazmak daha çok duygu taşır ve daha çok şey anlatır sanırdım ve kendimde uzun şiirler yazmaya çalışırdım eskiden 🙂
Oysa biraz kısa kesmek daha iyi oluyormuş okuyucuyu sıkmamak açısından 🙂
Tebriklerimle
Güzel şiirdi... 👍
Güzel hatta çok güzel bir şiir okudum sayfanızda,
Aramıza katılmanıza memnun oldum..
Hoş geldiniz👑