Kördüğüm
yorumlayamadığım: îtirazlı fiillerdir
hilesiz duygulara yönelik protestolar
sırtımda katmerleşen göktür, fakat inkârlı
hücrelerim, daha çakır gözlü kızlara sapardı eskiden
daha şakrak deyişlerle şımartılırdım
unutamam, hüküm giydirmesinler
hangi kanepelerde alkışlanırdı hayat
istanbul neden psikopattır meselâ, düşünür müsün
kilit noktalarına girdaplar oturtmakta neden ustadır
apartmanlar, mankenler, bakırköy'e kalkan tren
doğrulanmaz güzlerin tortusu mu ki
vitrinlere taht kuran yalnızlıklar
şakası yok gece bekçilerinin
ulaşacak aydınlık aramamışlar, belli
yemcilerin özlemine eşit silkinişlerle, minârelerden
şaha kalkan güvercinleri tartışmak
onlara göre değil
anlaşılan: eylemsiz sözler geçerli
kalın uyarılarla boğulmuş şehir
acının kompartımanından yüzler söyledi
iki kaş arasına kavisler çiziktirmek: beyazlıklardan
öykünmek istinye'de balıkların pullarını
kalplere çiçekler desenlemek
her mevsimin sayfasından silinmiş
kutsal izdüşümlerini aşk'ın anımsamak kıyasıya
şöyle kıyısından bile bakmak şiirlerine senin
hep ucuz kâğıtlara tıkıştırdığın
çınaraltı'nda
kuşların gagaladıkları hani
yasak!
dahası var:
delidolu lâfladığımız fakülte koridoru
sivilcelerin, parmakların alevden
canevime benim
ölümcül darbelerdir
dipnotlarım karanlık!
(*): Devinim, Mayıs 1984, Sayı 1
Palimsest, Nisan 2008, Sayı 2
Kentlerin ruhu evet. Vardır. Bitiriş de çok hoş...