Körebe
Usulca kırdım zinciri,
İçinde yosma mavisi inci mercanları
Kavimler göçü dizi dizi saçaklarında
Dalında kırılan bir buz tanesi.
Saat beş onbeş,
Kırkladı da dondu bir annenin bebeği
Omuzlarında yarım ay taşıyan bir baba
Gökyüzünü saldı avuçlarından Harputluya.
Kırmızı bir nar, işleyen elmacık kemiklerine
Uzvundan fırlamış bir gamze,
Ellerinde bozuk yolların toprak türküsü
Sesinde gazel okuyan bir çobanın yalnızlığı.
Vurun! ellerine değdi diye bir gencin elleri
Kırın yıkılması zor beyin hücrelerinizi
Zat-ı halinden memnundur bir paşa sarayında
Kölelerin de ahı var unutma!
Tarih şahittir. Sarayında vura kıra oturanlar kölelerin ahını öbür dünyaya gitmeden yaşarlar hep... Hayatın böyle bir adaleti var. Ama işte adalet sağlanana kadar da çok can yanmış oluyor maalesef... Özel ve yaratıcısı kadar naif bir şiir. Muhabbetle...