Korkuyorum
Susuz kalmış bıraktığımız düşler,
Yaşımızı başımızı almış gidiyoruz son ana
Ardımızda bizden bir iz bırakıp dünyamızda,
Acele etmeyelim o zaman sevgilim bırakmak için ellerimizi tutmayı...
Ne sen vazgeç pervazsız geveze kuşa dönmüş eşinden,
Ne de ben mecburi uzak kalayım sen bırakıp giderken...
Güneş o kadar eğik düşmeye başlamış ki tenimize,
Yerin altı daha sıcak olmuş başımızın üstünden,
Sorgulamaktan vazcaydım artık nefesimin manasını,
Eminim artık, çok erken olur şu an kesilirse soluğum...
Topraksız kalmış yitip giden umutlarımızın cenazeleri mezarda,
Biricik oğlumuz olmuş her kalp atışımız, büyümesini görmemiz için kaygı dolu,
Ellerini daha sıkı tutmalıyım sevgilim,
Korkuyorum,
Öksüz bırakırsam diye ansızın, yuvamıza açmış masmavi gökyüzüne değen sapsarı buğday tarlalarını