Köşk-güzeli

Sen kendini ne sanıyorsun köşk güzeli?
Altında araban kolunda altının
Kuş tüyü yatağın yastığn var diye
Çokmu yüce görüyorsun kendini?

Sen sevmek nedir bilirmisin köşk güzeli?
Nereden bileceksinki hiç sevmemişsin çünkü
Sevgiyi aşkı aşktaki mutluluğu hiç tattınmı?
Tatmamıştırsın tabii
Nasılsa biri gider biri gelir dimi köşk güzeli

Sen kışın evinde şöminenin başında uyurken
Dışarda ayakkabısı bile olmayan insanları düşündünmü hiç?
Hepsi bi yana birisine bi parca ekmek verdinmi ?
Ama nereden vereceksinki kapına gelen dilenciyice kovarsın sen

Peki bu dünyanın ölümlü olduğunu biliyormusun?
Öldüğün zaman ne götüreceksin yanında?
Kuş tüğü yastıgınımı yoksa altınlarını mücevherlerinimi?
Seni yumusaçık şampuanınla değil saf suyla yıkayacaklar
Üzerine pahalı yorganını değil beyazca bi kefen saracaklar
Diyebilecekmisinki bu beni ısıtmaz diye
Söyleye bilirmisinki bu su çok soguk sıcakla yıkayın beni diye
Söyleyemeyeceksin köşk güzeli söyleyemeyeceksin...

Sen tatilde kayak hocanın elinden tutarken
Garipler sokakta topladığı kasaları yakıpta ısınıyordu
Ve senin o umursamadığım üpüşmeler varya
Onların acılmamış cehizidir...

Ettiğinde yaptığında bu dünyada kalır köşk güzeli
Öbür dünyadada akıbetinle baş başa kalırsın
Kalırsında dönüşü olmayan bi yolda olduğunun
Farkına varırsın ozaman köşk güzeli...

Bu dünyada zengin olupta
Öbür dünyada fakir kalmak var
Acırım o zaman haline
...KÖŞK GÜZELİ...