Koşma
yâr diyerek hayâline sarılıp
tane tane benlerini saydığım
ra kaşına, bal sözüne kandığım
eziyetten kastın nedir de bana
ardısıra gezip yollarına koştuğum
uçtan uca sürmesini süzdüğüm
gülü ile gülüp tek yaşına öldüğüm
eziyetten kastın nedir de bana
hay deyip de yollarına koştuğum
hak deyince kollarına düştüğüm
hâlin oldu nefesime kördüğüm
eziyetten kastın nedir de bana
bilmem huri misin yoksa ki peri
sevdan yanar bu gönülden içeri
zemheri ayında alevlere verdiğin
bu gönüle kastın nedir de bana
20,01,2008
gayretin boşa çıkmamış 👍👍👍
teşekkürler hocam... bunu yazarken niyetim bir nevi nazire yapıp bu formda beceri kazanabilmekti açıkçası... haliyle sizin de belirttiğiniz gibi çok yakın olmasına gayret ettim... sanırım az da olsa becerebilmişim... karalamacalara teknik yaklaşım ve yapıcı yorumlarınız gerçekten şevkimizi artırmakta... çok teşekkür ederim hocam...
Bir karacoğlan şiirinden ayırt edemedim desem bu bir özgünlüksüz mü olur yoksa mertebe mi? Karacaoğlanla büyüdük, Çukurova'da daha okula başlamadan annelerimiz Karacaoğlan'dan üç dörtlük bilmezsen cennete gidemezsin deyip cennet sevdasıyla öğrettier şiirini. bu yüzdençok derin işledi içimize Karacolan şiirleri. Bu yüzden benzerliğini gördüm. Bu yüzden şiir,i çok beğendim. Tebrikler Furkan..
yüreğine sağlık👍