Küçük Ölüm
ruh söyleşirken ikiziyle darağacında
ete kemiğe büründü,
ses oldu, söz oldu
yıkıldı darağacı
kalp atışları hızlandı aşkın
aralandı simsiyah bulutlar
nemli gözleriyle doğdu güneş
ağladı dişleri kesin mâzi
görmeden sevilen şehirler gibi
görmeden seviştiler harami gölgelerle
çilingir sofrasında yarınsız ve yorgun
en keskin ağzından öptüler ayrılık bıçağının