Küfürbaz Hayat
Güz mevsimi ziyaret edince,
istisnasız her dakika,
gökyüzü yüzüme değiyor.
Evimdeki bütün mobilyaların,
ayakları,
ayakta durmaktan çok,
üstüme geliyor.
Üstüne oturanlardan
ve üstünde oturtanlara karşı,
yaylarında beslediği nefreti,
üzerime boşaltıyor.
Sanki bütün düzen,
beni mahvetmek için kullanılan,
gizli bir tabanca.
Kaburgaların arasından kurtulabilirim,
ancak, genel af çıkınca.
O da Allah'ın takdirini kazanan senin
gelişinle olabilir anca.
Kan kustuğum zamanlarda,
kan akıtıyorsun,
ayaklarından aşağıya.
Kan yerle bir olana kadar
televizyonu zaplıyorum.
Elimi kumandadan uzaklaştırmadan,
canımı yakacak bir haber arıyorum.
Belki bir kanalın
asparagas haberlerinden
birine denk düşerim.
Otel odasında basılanlar arasında
görürüm seni ve
kolundaki çakallara denk düşerim.
Sonra, kalem kırılana kadar yazarım seni,
görenler şair sanır beni...