Kül Dansı
Karanfil kokulu düş sızarken pencerelerden içeri
Daha gidilecek yerlerimiz var.
Öyleyse
Tutuklanan duyguların harf sandığıyla
şaraplaşırken türküler
Bir şeyler düşünüyorum
Gün bozumu oluyor sakatlanan bahçeler
Büyük kelimeler içinde
Yaşama kaçamaklı dudaklarımın rengi
-karanlığın ortasında saklı ellerim -
Aynı yeşili kovalamanın gümüş ipleri
Çocuklaşan ruhumun gölgesiyle
Göç kanatlarına uzanır
Bu aralar yalnızlığa çelme atan
Yorgun bir kuş gibiyim
Adımlıyorum basamakları
Sonra
Bir yerlerde
Bir şeyler daha oluyor
Kayboluyorum
Salıncakların hayal atıyla suları boğuyor gözlerim
Yüzümde yılgınca sevinç
Deli sessizlik avuçlarımın ortası
Şiire karışan çoğalmalarla
Ne çok deniz kokuyor şehir
İpince ıslağında yağmurlu ten
Bir çığlık darası göğsümün
Koşuyorum mevsimlerce
Hasretin kan çanağı sığınaklarına
Dağınık bir türkünün kül dansı içim
Gözyaşımın beyazına uslanan çoçukluğum
Bulutsuz kalan düşlere
Rüzgârın nüshasıyla
Dem vuruyor
Ateşli bir yağmur daha yağıyor
Sanki
Yeni bir takvim
Uçurumlara
Zengin imgelerle doluyum. Ocakta bir köz kalmış bana göz kırpıyor. Üflüyorum. Kül dansı oluyorum. Gözlerimi kısmış mutluluğa oynuyorum. Tebrikler.