Kulağımda Kırmızı Küpelerim

''Güzel gençler doğanın eseridir, güzel yaşlılar ise sanatın ''
...

yıllara kaptırdım gençliğimi
elleri
gözleri
tuhaf töreleri vardı
marşla uyum içindeydi safiliğim
cehalet bilmez bir çocuk mutsuzsa ilerleme olmayacağını
töhmet altında kalmışcasına
şaşkınlığa icat buysa -hadi saçlarını yol getir
tuttular ellerimden sözde bizim ellerdi o eller
ve körükörüne o gözler oysa ölüm Allah'ın emri değil mi?


zahmetsiz ne de güzeldi hayal gücüm
bir can havli biçmekle bitmeyen çabamda çiban
yaşamın boğazına takılmadan ve dibe batmadan
benim olan su üstünde kağıttan gemilerim
aradığım gerçeklerde san ki çalıntıydı gençliğim
ve tabiat öyle güzeldi bir gölge gibi sönük kalırdım
bari şu an en kötü örnek olabilsem
hatalarıyla kazansa doğanın çocukları...


itiraf korkaklık ve suskunluk benim eserim
zorlukların göbeğinde uyumak olmasa
her halükârda bin bir çeşit dil vardı
her birini ayrı telden konuşacaktım
gerçekçi olmalı birazda sevdim aptallığı
sordum sarı çiçeğe ''değerinden ödün verir mi evren?''
akabinde avazı ayyukta insanlar tanıdım
misal Adalet ''buralıyım'' dedi sağırlığıma güldü geçti
uzay boşluğunda çakıldım kaldım şiddetli bir muhalefet bu ki
kim görmüş doğanın zar attığını o saat kadar dakik
toprağında taşında tanrı öyle hikmet kıymete vefalı
hayret kaldığım edasında o hep üzüntüsüz ve mutlu
tören eşliğinde güzel gençliğime ağladığı da oldu
şaşma
düşme
parmak uçlarında vakitsiz bir bir dizildi kuramsızlar
nasılda güldürdüm sıradanlık ordusunu
''vay benim durumuna göre davranamayan genç halim''
medeniyet kavgasında bebek beleyen ellerim
''tüh sana kıvrımlarını tütüne sardığım usum
tüh uğruna ölemedim güzel gençliğim...''


hayâl alemi bu ibibikler ötüşüyordu
kayıp akşamlardan doğmayan sabahlara
yolculuk güzeldi keşke sonu olmasaydı
oysa
real yaşam bitmek bilmeyen bir ilüzyonmuş
deneyimsiz kırdığım oyuncağımdan tutta
dünyanın kâinatında uçan dairelere kadar
şöyle boğula boğula derine dalmak vardı
dönme dolap gençliğim derken
hani koşul gibi başkaları için var olmak
''sevdim'' diyenleri pek çok sevdimde
sorunların üstesinden gelmek için
hakir görmemek vardı gençliğimi
oracıkta halka ettim kölelik zincirini
''sus
söyletme!..'' incinsemde bu esaret benim
şimdi katlanamadığım Nazi de benim
elleri kanlı katilde
zavallı gençliğim harpten dönemeyen
şimdi maziyi düşünmek mi?
tekrar tekrar yaşamak için dirilmek
nafile
ama ah keşke...


şimdi ne çok sorgu suâl biricik meskûn yerim
nasılda çekilmez bu hak ettiğim ömür ertelerim
''elveda'' ayak uyduramadığım cânım gençliğim
ve sahip olduğum en değerli tınım... güzeldi
artık kulağımda kırmızı küpelerim
ve şimdi ''yürekte bir ateş görsem kalaydan perçiniyim''


''hadi sende çal kemancı ''
hep doğadan eserler çal, çal ki; var olalım gençlik için...