Küllerden Doğan Nehir
Şehrin ruhunda bir başlangıca
...
Kamburlaşan aceleci adımların ilk nefesi,
Taraçalardan, saksıların arasından inatçı bir yeşil fısıldar
Mor çiğdemler, yosun kokan soğuk taşlara narin kökleriyle inatla tutunur.
Zamanın ipeksi perdesi aralanır, Salının soluğuna karışır usulca.
Küllerden doğan bir nehir,
sessizliğin rahminden akar
gökyüzünün ağıdı sanki .
Yıpranmış siluetlerin gölgesi kentin unutulmuş bahçelerine düşer,
tıpkı ezgin bir şarkı gibi
zaman hangi yöne dönse de,
varlığın sızısıyla birlikte yavaşça solar.
Önce en derinindeki sırrı açığa çıkaralım.
Sonsuzluğun sessizliğinde bir an duralım.
Ama sonra... benliğinin odalarındaki yankılar ve suretinin kırık parçaları erisin sessizlikte.
Bir tüy gibi hafifleyelim.
Ey canlar,
varlığın engin sessizliğinden kaçış yok sizlere.
Bırakın solgun bir sis bulutu olayım,
her şeyi saran.
Ve siz de yokluk olun
Şimdi sadece dinleyin,
o derin, sonsuz sessizliği.
Sadece dinleyin...
Ne vakit olursa olsun,
içimde bir sızı hep vardır;
Belki de bu an, uzun bir uykudan uyanıştır.
Solgun kalsa da o özlem, karanlık sarsa da sızıyı, inan bana,
küllerimizden yeniden doğacağız.
Bilinmeyene yağan zamansız bir boşluk
dudaklarımda derin sessizliğin hüznü yankılanır.
Varoluş nehri, solgun benliğimin narin yansıması;
hiçliğe serilmiş unutulmuş rüyaların tülü, bilinmeyen her köşe.
Öteye giden kayıp bir kelime sadece;
solgun anı, geçmişin ince tozu kokar.
Zamanın rüzgarları tüm izleri savurur, zamansız bir yankı kalır.
Kimisi rüyaya, uyanır kimisi rüyadan. Ben şiirle uyanmayı severim. Çünkü şiirde sorgulayış saklıdır, doğumlar, ölümler, hiçlikler, küllerin savrulması ya da külün güle dönüşmesi. Hepsi şiirinde vardı bugün sevgili Tülay. Soyut olanın sancısı mısralarda savrulmamız, zaten. Tebrik ediyorum yüreğini, kalemini.
"Sadece dinleyin..." Tebriklerimle🍀 Tülay Hanım bu gittiğimiz yerden dönüş yolunu nasıl bulacağız???
Şiir gibi şiir
Ne güzel anlatı
Sevgiyle kalın Tülay hanım🌺