Küllerinde Anka , Düşlerinde Sarnıçlı Saatler
-I-
Şehrimin intikam kaldırımları beni sensizliğe sürüklüyor
Ansızın düşüyorsun geceleri gözbebeklerime
Düşlerim ağıtlar yakıyor mahremi kırılmış sokaklara
Bir çocuk doğuyor acil servis kapısından
Buruşuk yüzlü gözyaşları arasından bir anne çığlığı
Rahminden düşen bir kan gibi yüzüne seriliyor kentimin
Biri dur diyor küllerinden yaratılmış martılara
Bir deniz kirletiliyor adı özgürlük konulmuş
Hürriyeti sensizlik olan yansımalarıma
--II--
Düşüyor bir sonbaharın sararmış yüzünden yapraklar
Çizgilerinde sen duran ne kadar çok öznesi sen olan sözcüklerim var
Yüklemini heybeme yüklesem gözlerimde bir film şeridi gibi sonsuzluk var
Nikotin kokan yüreğimin okunmamış romanı
Sen benim gözlerimde kaybettiğim "sevdam"
Düşüyor şimdi bir şehir kanatlarından , bilinmez bir zamanın anlamsız kıyılarına
Biri bir ülke kurtarmalı şimdi bize ya da bir sevda düşmeli göğsümüzden
Kırık , dökük
Pul pul dağılmış ellerinin kıvrımlarında tutmalıyım seni ya da // Susmalıyım
Şimdi anlatmalı mıyım bir parkın gri sahnesinde aşkı dudaklarında mı sonlandırmalıyım
Bir şehir düşmeli şimdi bağdaş kurduğun düşlerimden
Topuklarından çekmeliyim bütün " sen ve ben " diyen cümleleri
Bir masada sarhoş olmalıyız beraberce , küfür etmeliyiz boğaza karşı
Bir güneş doğmalı saçlarından , saçlarına dokunduğumda kıyamet kopmalı
Mahremini bozmadan sevişmeli seninle , tenin tenimde eridiğinde
Bir "Anka" havalanmalı küllerinden doğmak için
Sarnıçlı zamanlara gebe düşmeli "aşk"
Yeniden. . .
yeniden . . .
yeniden . . .
Doğmak için
Dudaklarından dökülmeli cehennem ayetlerinde ilk aşk suresi
Aşk doğasında alışık değil yenilmeye
Şimdi yenilmeli
Tekrar . . .
Tekrar . . .
Dirilmeli
---III---
Anka havalandı gökyüzünde mavi bir perde çekti gözlerine
Kendimi başka gözlerde seyrettim , kentimin ıssız yerlerinde
Bir uçurum düştü şimdi sarhoş bedenime
Uyuşmuştu aşk dilim , Lâl kesilmişti rüzgarı kentimin
Bir kere düşmüştü yüreğim , kanamıştı gözleri
Ağlamak için sevmedi
Ağlatmak hiç istememişti
Anka küllerinden " Aşk " doğurdu
Acil servisinde babası hep "ayrılık" oldu
.../ Anka sarnıçlı saatler zamanında düştü gözlerime , kent ağlardı aşk için her seferinde
Bir düştü aslında yaşanan her şey felsefe kitaplarında
Teoride ispatlanması gereken " Aşktı " aslında
Düştü ayrılık kıyılarına
Annesi aşk , babası ayrılık , doğan her çocuk aslında Piçti Tanrı kullarına .../
kendi kentime dönmeyi kendi kendime başarmalıyım şimdi..
şiir; okundukça,okunulası..
çok tebriklerimle..
Sarnıçlı saatler... sınırlı bir boşlukta birbirine çarpan yürekler... Aşkın ölümünü yaşamak adına çarpan yürekler... Kendini kıyıya vurmuş bir balık, ya da aşkın büyüsüne kapılan dalgıç... ikiside yemez mi aşklarından vurgun... ikiside doğurmaz mı aşkı tüm hücrelerinde... aşkı yaşarken ayrılmazlar mı? aşkın ayrılığa yüz tutan köşesini sevmezler mi en çok?
Annesi AŞK... Babası AYRILIK... Yenidoğan ise...
Sevgimle Ekürüm...
Adı Muhammed,kod adı ise Cehenneme nar atan Cellat...
Şiir okurken,''of,poş'' gibi tek heceli sözcükleri tüketmiyorsan şayet gerçekten olmuştur,beni yormadı,poflatmadı, o halde dayayabilirim sırtımı şiire/Şair'e...
Boğazda serinlenirken martılarla anımsayabileceğim bir şiir...
Tebriklerim senle Muhammed
kardeşimmm destansı bir şiir daha düşmüş sayfana okumak zevkti her zaman ki gibi kutlarım kardeşimmmmmmmm👍👍
sarnıçlı saatlere sadece doğmak biçimini sığdırmak olmaz şair kardeşim,
kimi zaman ölür insan
ölür şair,
şehrin intikam kaldırımları ,sensizlik ölüşünden sonra hep yeni kent ler doğrur/mu
şiiri bir kaç kez daha okuyacağım,
sevgiyle kal kardeş...