Külliyen Aşıktım
depremler yıkamaz ruhumun umutsak yanlarını
ağladım yollarında, İstanbul aşk kollarına geldim
rihter'in gözü önünde çökük bedenimle
şiddetli ama umut dolu meleklerimle, vuslatımız
ürperen tüylerimle, mazimi yaktım da geldim.
bu sağanak deniz hüzün yağdırıyor havaya
aylak bir martının diline susam dokunmuş
bende öylesine açım ki sinenin sıcaklığında
neyin varsa koy soframıza , tanrı misafiri geldim
galata kulesinin çenesindeki ben çağırdı beni buralara
parlak, usul saçların sardı mihrabımı
çırptım kanatlarımı düşlerine yolculuk
hezarfen gibi ılık hissettim nefesini
mahcup dimağımla geldim koynuna, ısıt beni.
aşk kulesinin kirpiklerindeki huzme, pusulam
istersen çöle döndür iki kalbi birbirine bağlayan boğazı
yoluna geldim, gurbetse gurbet , memleketse memleket
sen aşksan burası aşk, Leyla oldum, Mecnun oldum geldim.
son yıldızımı düşürdüm Haliç'in kumlarına
vazgeçip, ömür ne ki ıslak mendilden başka
son istek, son gece gibi, ötesi ırmaklar akan cennet
rivayetler kulaklarıma asılmış, taşına toprağına geldim
İstanbul, adın ile kaydımı aldırdım ülkeme
bir harf daha ekledim, alfabem özlem sesli
koştum, çağırıyor bizi sonsuzlukbir doğuma şahitlik etmek gibi
yönünü şaşırmış bir meczuba gel demek gibi
saatleri duvarlardan indirip kavramı öldürmek gibi
sen doğumun kardeşi, kendisi
aydınlık şiirler doğuran sevgili
gözlerini dök bundan sonra sularıma
sevinç gözyaşlarınla besleneyim, mutluluğa geldim.
Beyoğlu aşkıma tanık olur mu
kurtlar sofrasına düşmedim daha,
bakabilirsiniz dudaklarıma, izsiz
tedirgin dolaşırım ufukları izlerken
ve heyecanlarım utangaç
yüzüm kızarır elini tutarken
dokunabilirsiniz kalbime, titrek
kötü alışkanlığım tek
ağlıyorum seni severken kültürler arasında
Pera okyanuslara çarşaf
Pera aşkımın şahidi
yalnızlığımdan uyandır beni, ilk öpücük
koy bizi eski bir kitabın arasına, kurut
böyle yaşlanmak destan
özlemim (İstanbul) filizlenmeye geldim toprağına.
çoraksa çorak , bitapsa bitapyeşerdim , sıyrıldım perişan güneşlerden
sırılsıklam geldim alnına.
bilmiyorum
sana püsküren bu can damarlarını ,
can çekişen ürkek yürekleri
son bir yüz isteyen, görsem de ölsem diyen
son bir çay içmek için Kanlıca'da
son bir Romeo hikayesi için Cihangir'de nöbetleyen
tüm sonları seninle isteyen
ve sonsuz bir aşk için İstanbul'um göbeğimi kestin
hepsinin üstünde, gözüm kara geldim, doğumum
seninim İstanbul,
ölümse ölüm, yaşamaksa yaşamak
tüm limanları yaktım da geldim.
aşkına özlemim.
ölümse ölüm, yaşamaksa yaşamak tüm limanları yaktım da geldim. aşkına özlemim
tebriklerimle