Küllükte Açan Çiçek
S/el'in akıntısına kapılan düştü ömür
Kar, yağmur, borandı göle dolan savurgan ümitler
Haşin bir rüzgâr esti, aldı tohumu kozasından
Küçük bir kıvılcımla tutuştu körpe bedeni
Harlandı baharı, arlanmayanların elinde
Küllükte nihayet buldu vuslatsız yolculuğu
Bıraktı kendini küllüğün yumuşak kollarına
Tek dileği; büyüyüp serpilmekti
Yağan yağmurları, damla damla içti sabırla
Tutunduğu küllükte, kök saldı filizlendi
Mutluydu
Toprağı tanımıyordu ya...
Diğer çiçeklere benzemezdi rengi ve kokusu
Bedeni cılız, yaprakları solgundu
Esti yine!
O sert bakışlı rüzgâr
Söktü çelimsiz fidanı yerinden
Götürüp attı çiçek doğuran bahçelere
Bakındı etrafa etraflıca
Tanındığı toprak bastı bağrına
Artık çok geçti
Geçti ömür
Biraz dargındı
Bitirilirken hayatı
Boynunu büktü çiçek
Sere serpe uzanırken toprağın koynuna
Gübre oldu
Öldürüldüğü küllükle serpilerek toprağa
Emine/ Manisa/04/07/2010