Kum Susadı
İnsan günah işlediği zaman
kuruyan köklerin bulutlara duası susar
siyah beyaz film karelerinde kalan
bir savaş sonrası anlatır ay tutulmalarını
ya da hastaların hastalıklarını unuttukları
bir hastane bahçesinde inanır insan yenildiğine
korkularla ilişkilendirilmiş yatak odası gölgeleri
şafağa doğru dinen senfoniler
ve rüzgârın affetmesidir sonrasında yaşamayı
ağlamak çetin olmalıdır
yaslar
kaldırım taşlarının kükremesi açlığa
içe doğu açılan bir kalp sızısı
radyonun kıyısında kendinden geçmiş ruhlar
yalnızlık çokça
delirmenin zirvesine çıkmaktır bazen şiir
bu yüzden bir bilimi olmalı sefaletin
bir dilim ekmek kadar manidar
küflenen ölüler de anlatabilir sessizliği
buğulu cama asıyorum bugün ceketimi
kırık kumbaranın adaletine sığınıyorum
her şey sensizliğin biraz ötesinde
tekrarına pusu kuruyor balkonlar
aslında içinde aşk olmayan kelimeler de geçmiyor
aşağısı ve yukarısı kadarız sadece hissetmeyince
yani demem o ki
benzeyen bazen benzerliğiyle ölür
'' su çürüyebilir ''
'' su utana da bilir ''
ama '' kum susar'' kökleri biçareyken sevmelerin
...
.
yani demem o ki benzeyen bazen benzerliğiyle ölür
Kaleminize sağlık sevgili Tolga...