Kumdan Kalan Saatler

Beklenen vakit çarçabuk geldi
Ama neden bu kadar hızlı geldi bunu sormayın
Türlü yakarışlarını ezberledim kederin
Göz çukurlarıma kaçıncı kezdi bir kadın gömdüm
Usul usul akan nehirler boyunca sürdüm nefsimi
Kendimden kaçtığımı söyleyenler inanın doğru değil
Nerde bir karınca ölse kendimden bildim
Damıttım ruhumu her gece gözlerimden
Bu yüzden mi belki buz gibidir düşlerim
Ama belki şöyle durursam ısıtırım kendimi
Acıyı, ızdırabı o yıllanmış nefreti
Ne var sanki bırakırsam şurada
İşte şuracıkta bir damla bile ölümsüz olmadan
Gündüzleri geceleri ve boylu boyunca uzanmış bir hiçliği
Kendini bir deniz yosması gibi gösterip kaybolan
Sanki bir anlık bir rüyaymışta
Bırakmış birden bire kendini
Herşeyi hiç etmiş şu dünya gibi
Ne var sanki gözlerimle sevmiyorsam birşeyi.

İyiliğe kötülük karışmasından şikayetim yok
Ben ki kötülüğe bulaşan iyilikten muzdarip!
Ne var sanki ölüyorsam azar azar
Kervan kurup hanlar mı göç edeydim
Saçlarımı her gün ama her gün
Aynı renge boyayıp
Gökten mavilik esinlenip
Düşlerimde kızıla mı varaydım
Yollar mı bitireydim kendimden çok uzaklara
Ama ben inadına kendime geldim
Ne cümbüş ne feryat ne de durgunluk
Geyiklerin yeşerttiği türkülerden haz etmem
Böylesini söylüyorsa uzak gurbetler
Kendi cehennemimle yürürüm diyarlar boyu
-Peki ya sevgi denen şu tortu? -
Yükümü indirecek bir liman bulmak zor
Öyleyse sabrımla kardeş olun ikiniz
İkiniz öylece yalnız kalın birlikte
Başka biçimlerine geçmeden enginliğin
Taşın toprağa dönüştüğü bir varsıllıkla
Öylece ufalayıp birbirinizi
Ama dağılmayın siz şu öteki dünya gibi
Birikin çoğalarak eziyetinizi
Birikin durmaksızın
Birikin gözümüze batmayan kumsallar gibi
Gelipte insanlar uzansın kızgın bağrınıza
Nasıl bilmeden sevsinler sizi

- hazırız, sevsinler öyle ikimizi.

20 Aralık 2014 162 şiiri var.
Yorumlar