Kupa Kızı
Yayılıyor yalnızlık on üç milyar yıl öteden
Termodinamiğin ikinci yasasına ayak uyduruyoruz istemeyerek,
Entropi kılcal damarlarımıza kadar uzanıyor
Durmaksızın!
Kalabalıkla yalnızlık arasında diyorum
doğru orantı var!
Kandırdılar bizi…
Ne de olsa izdiham değil mi?
İlk ismi, kalabalığın.
Evrenin en geniş ve dünyanın
en izdiham halinde şimdi
Bütün yasaları ayaklarınla çiğniyorsun
Bugün bütün olası teorileri reddediyorum
İstanbul gitgide gözlerine benziyor
Resmen bilime meydan okuyorsun!
Sonra yine geliyorlar bana
Sen hoşnut olmazsın, biliyorum.
Üç ayaklı bir masada toplanıyor
En kalabalık halinde yalnızlığım.
Koz kupa! diyor tanrı son el,
Ne ala, ama hep maça ve sinek
Kalmışız on üç milyar yıl
Dile kolay…
Bir sen varsın kan kırmızı bir kalp
Ne ele sığarsın ne de masaya vurmaya
Kıyamaz hiçbir yanım.
Tanrının insafıdır belki bu izdiham
Bu adaletsizlik, karmaşa, kaos… Ayrılık!
Kupa kızına saklıyordur
Son şansı,
dört yapraklı yonca.
Üç ayaklı masada…