Kupür Yaşamlar
saran yalnızlıktır
örülen yaşam kıvrımlarında
susarak gidişlerimiz...
çoğalarak dökülür yaşam şelalesinden
büyüttüğümüz küçük aşklarımız
çokluğumuz
azaltarak tüketmeye yönelmiştir bir kere
tüketerek arkasına bakmadan gitmeye
azıtarak azaltarak
arşınlayarak
emanet yaşamlar
iki mısralık bir dizgide
taşımıyor artık barışıklığımızı
kendi içimizde bile
ne çok yalnızız
ne çok yabancıyız
ne kadar imkansız aramızdaki
bizi bağdaştırmayan çokluklarımız
kibir ve sayrılıklarımız
dokunamadığımız içimize
söz geçiremediğimiz alışkanlıklarımıza
inat bir sefilliğin kargaşa sancılarında
bile bile
itilmişliğimize giden labirentlerimizde
gözümüzün karalığı övüncümüzle pekişir
bir türlü pekişemediğimiz insani değerlerimizde
gömüldüğümüz
ama,
fakat,
yani,
öyle de,lerimize...
yenik düştük diyelim
ne değişir ki
bir yaşam kült muzdaripliğinde
kısa bitimli bir hikayeyse yaşamak
yenik düştük bir kere daha sefaletimize
Asuman bir sonsuzluk
deltasında yürüdüğü yaşamlara
ne bağışlamadı ki
ölümden başka
kara çalı gibi sarmaladı içini
metrik bir ölçüm oldu nefesimizde
merhaba
ne kadar içimiz kapanmış
saklantılarımız kendimizden kaçırdıklarımız
boğazına çökmüş
içtiğimizi bir sıcaklıkta yeniden yeşerir
zor da olsa yaşamaya
hoşça kal bizden kopan ne varsa zaman içinde
uyurken yalnızca sen uyursun uyanırkende yalnızca sen uyanırsın yaşamdan koca bir kesit