Kural İhlali

Gözlerim dolduran aşkının şiddeti
Yüreğim tutuşturan aşkının şehveti


Namluda bir sen

İtaatsiz


Sensizliğe isyan
Sensizliğe düşman
Ve patlamak üzere olan bir top
Uzakta arayıp durduğun
Yanındayken tekme vurduğun


Baharlarsa hep başka renk sende
Benim rengim aynı sarıyı yaşatır hüzünlerde


Başım dik
Sensizliğin bağrına taş bastığı
Ayaz bir geceden seslenirim belki de sana
Sensizliğin liğme liğme döküldüğü yüreğimle

Hazanın bütün gazelleri üşüşüyor üzerime
Bense ağustos ortası
Sensizliğe buz kesiyorum

İkiden bir çıkınca bir kaldığı da yalandır oysa
Sol yanıma gül kokun/tütün kokun estikçe
Ben de kalmıyorum bitiveriyorum orada

Ve yine aynı sözcük dudağımda
İlla ki sen , illa ki kural illa ki ihlal

Dile düşen misin yoksa yürek eşen misin
Anlamadım hala
Hasret ayazında bütün yıldızlarını söndürüyorum bu gece
Sensiz kapanan avuçlarımda

Biliyorum ne papatyanın dili var seviyor demeye
Ne de benim de cesaretim son yaprağı çekmeye

Nefret kusuyorum şimdi yokluğuna
El olma gel yel ol bana
Hafif hafif es yüreğimin satır aralarına
**Ve sana gelen bir yolculuk yapmak istiyorum...
Senin yüreğine giden de bir bilet
"Can" kenarı olsun ama**
Sen hangi şehirdeyken başkentim orası olacak mutlaka


Elim yansa da inatla
Ateşin renkli büyüsüne kapılıp
Canımı yakıyorum sana gelerek .

*Git' kelimesini kabul edemem,
Sadece g'yi alsam
Alıp ; göz yapsam sana bakan
Gel yapsam beni çağıran ,
Gam yapsam mesela
Kalanını kolye yapıp boynuna taksam*


Zamana karşı kürek çekmiyorum artık
Zamana karşı yarışmıyorum...
Bekliyorum, sadece
Bırakıyorum dalgalara


Geceme dolan gözlerine inat,
Bırakıyorum kendimi susmaların koynuna.

Ağustos ortası
Buz kesiyorum yine sana
Belki de ilk defa yeniliyorum kurallarıma
İlla ki sen , illa ki kural ve illa ki ihlal olacak unutma!


* Bu bölüm Küçük İskender'in şiirinden alınmıştır.

** Bu bölüm Cemak Süreyya'nın bir şiirinden alınmıştır