Kurban Ettin Beni
Unuttun,
Koyverdin gittin beni,
Azgın dalgaların ortasına,
Çırpınıyorum biçare,
Bir çekimlik nefesten mahrum....
Gökyüzü Masmavi,
Güneş gülümsüyor senin gibi..
Biliyor musun,
Ben son defa göreceğim,
Gökyüzünü ve Güneşi...
Geliyor vahşi bir dalga daha,
Köpüklerini saçarak,
Bir kulaçlık gücüm kalmadı
Gücüm kuvvetim sendin,
Sen de yoksun artık,
Yalnız bıraktın beni...
Çaresiz kaldığın zamanlar,
Hani diyordun ya,
Senden de vazgeçemiyorum diye,
İşte yolculuk,
De denen bağlaç ile başladı,
Azgın dalgaların ortasına...
Ah bir de,
Senden vazgeçemiyorum diyebilseydin,
Ismail Peygamber teslimiyeti gösterir miydim.
Sezmiştim,
Acı bir gülümsemeyle sana seslenmiştim ,
Acemi kasap, bıçağı ters tutuyorsun,
Can çekiştirme,
Kes artık boynumu diye...
Sonunda öğrendin bıçak tutmasını,
Kurban olarak seçtiğin beni,
Can çekiştirmeden kestin sonunda..
Kahramanlarım bu yüzyılın Leyla ile Mecnunları. Aslında aralarındaki sevgi bağı hiç kopmamış bilakis daha da güçlenmiş. Asıl imtihan ise bundan sonra. Sabır çölünü aşmak kolay değil ki. Kasap aslında çaresiz kalmış. Başkalarının mutluluğu için kendi mutluluğunu feda etmiş. Hemcinsim olduğundan olmalı, kurbanı daha masum gösterdim. 😆 Şiirlerini hayranlıkla okuduğum dost şairenin yorumu beni çok memnun etti. Teşekkür ederim Safiye Hanim.
Acemi kasabın elinde
Aşka bir hurban daha vedik demek ki
başımız sağolsun demekten başka yapacak bir şey kalmamış bizlere .
hüzünlü fakat güzel dizelerdi.
kutladım efendim hürmetler.