Kurşunî

Bir kurşunî elvedaydı gidişin
İçinde kayboldum neden bu sessiz serzenişin
Kalakaldım, ellerini tutamadım kuru bir çınar gibi
O bulutlu günde ben ölüm uykusuna yatar gibi
Ağrılı, ağlamaklı ama kendini tutar gibi...
Gözlerin o gün nasıl da baktı bana
Depremden arda kalan yıkıntıya bakar gibi
Dilinde kelimeler sel olup aktı sonra
Kalbinde şimşekler çakar gibi
Sustum
Biliyordum...
Mecburî istikametteydi hayat
Günahlarım yüklenmişti kocaman bir kamyona
En büyük günahımdı sevmek kapılıp bir umuda
Sustum
Biliyordum...
Yuvarlanmak da vardı derin bir uçuruma

Karşılığında canımı vereceğim dünyadaki cennet: sen
Gençliğin, geleceğinle benimle aynı terazide tartılır mıydı?
Gençlik masumiyetti, masumiyet: sen
Ben: ağır acıların fırtınalı denizinde bir yelken
Uçamaz mıydım seninle, sence o yelken yırtılır mıydı?

Kurşunî bir elvedaydı gidişin
Ayaklarımda prangalar
O prangaları açmadın sen niçin?
Cehenneme mahkum etmiştin
Suçluydum yitirilmiş gençliğimle.
Suçluydum
Bırakmıştım bütün hüznüyle
Uzakta bir masum
Kırık bir plakta yarım bir comparsita
Beyaz sayfalar açmak mümkün değildi artık
Hayalindeki gibi olsun isterdim herşey
Gelinlik beyazdı ben de beyaz isterdim
Ne yazık ki
Siyahtı hep damatlık

25 Ekim 2010 522 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    kutlarım sevgili tanju hocam
    bu güzel çalışmanızı zevkle okudum duygu yüklü güzel bir şiir bizlerle paylaştığınız için sonsuz şükralarımı sonuyorum kalemin daim ilhamın bol olsun efendım sevgiyle kalın