Kuşatma Orduları

Kuşatma ordularını serpti iri parmaklarıyla,
Bir çoğu ezilerek düştü,sakat bir o kadarıda.
Beyaz kanepelerini delerek geçerken gökyüzünün,
Doğa ülkesine keder ve derin düşüncelere dalıyoruz.
Tesirini gösterirse rüyalar,
Uykuya dalacağız gecenin ninnilerini duyamadan.
Sert cismin ezdiği kafalar kıyameti haykırdığında,
Keş martıların sırtlarında nasırlaşmış külfetler görülecek.
Görüntü biraz kayık buradan,
Mutlu yüzleri göremiyorum,
Dağları bölen asfaltın her iki yanınada saçılmış propaganda,
Fikirleri ayrıştırılıp yeniden şekillendirilen insanlar daha belirgin,
Gerçekten göremiyorum... Neredeler, umutla şarkı söyleyen kaptanlar.
Bana masasında yer ayır...
Atılan kuşatma orduları içerisinde, beyaz kanepesine takılıp havada asılı kaldığımı söyle
Sofrasında, sermayecilerin lokmalarını sayacağım.
Geceyi otelinde geçireceğimide söyle
Kaç ağlayış duyacağım yastığa bastırılmış,kaç haykırış.
Kaçına tanık olacağım dar koridorlarda işlenen siyasi çıkarların cinayetlerine.
Ve söyle... koynunda yatarken kokusunun verdiği sarhoşlukla,
Unutabilecek, huzuru bulabilecekmiyim kurumayan cennet yapraklarını izlerken.
Bana gemisinde yer ayır..
Nereye yüzüyor dünyamız merak ediyorum.
Görüntü biraz kayık buradan,
Mutlu yüzleri göremiyorum,
Sanırım uzun bir süre daha buradayım nemli kıyafetlerimle.
Bana ulaşabilecek bir kule yapılana kadar,
Dolanacağım etrafında kıtaların.

04 Ocak 2012 15 şiiri var.
Yorumlar