Kutlu Olsun Mayıs
Bir gün anlarsın dediğin hayat bu muydu anne
Acılara inat ; düğün tutmak
Bir yanda yitik , sensiz giden gençliğim
Bir yanda yaşama gayesi
Sakalıma düşen beyaza inat
Yalanlar uyduruyorum kendime
Hep anlattığın o melekler geliyor aklıma
Gece yatmadan öğrettiğin duayı okuyorum
Sessiz ve gizlice
Ben sinema da bir rol değilim anne
Et kemik torbası
Hiç değilim
Nazım kimseye geçmez
Mühebbet saydığım çile kendime
Tesellim , nazım , tekmil diyeceğim
Bu gün mezar taşınadır anne
Annem üç kızım var
Cennetliksin der herkes
Biri sana çok benziyor anne
Çiçekleri seviyor
Mesela
Sardunya koklayıp
Plastik oyun hamurunda
Bir sıcak su getiriyor
İç diye
Hastayım dedikçe
Adını nane koymuş
Sanki senden bir parça gibi
İç diyor baba 'iç' şifa niyetine
Seninkinde limon da vardı
Gazete kâğıtlarına ispirto döküp
Göğsümü
Kışa inat mikroplara örttüğünden beri
Bir şeyler hep eksik anne
Hani sıcaklık deriz , ateş deriz
Senin ki yakmayan , deri kabartmayan
Nasıl bir ateşmiş anne
Ne zaman bir sac üstünde bir ekmek kokusu gelse burnuma
Çökersin içime
Sızı değil
Ah değil
Pişmanlık hiç değil
Senin kokunda taze ekmek ,
Ayağının altında cennet
Ben senden kopan ihanettim anne
Affet beni
Evet affet anne
Karanlık oldu koca hülya
Dolar kuru ile
Ölen çocuklar arasında şimdi dünya
Şimdi beyazları kaç derecede yıkayacağımız
Otomatik makinalar çıktı
Ellerinle yumurta topuk ayakkabılarımızı süsleyen
Beyaz çoraplar; kıroluk abes oldu anne
Oysa delikanlılıkta giydiklerim sakız gibi
Beyaz olmalıydı
Olmadı; olamadı
Dünya kirlendikçe ; kirlendi beyazlarımız
Mezar taşından bile
Daha kirli yaşadıklarımız
Bilirim anne
Sen ağladın bana ,ben ağladım kızıma
Tıpkı annenin sana ağladığı gibi
Ağlıyor karım; kızına
Doğum günümü sormuştum sana
Ne bileyim oğul harmandı
Orakla biçildiğinde
Anızlar batardı kıçına
Öyle demiştin ya ana
Gün mayısın on dördü
Senin günün; kutlu olsun ana
Keşke sorsaydım
Arpa mı ? buğday mı ? diye
Doğurdun da hangi mevsim ile yoğurdun ana ?
Soba üstü okul dönüşü kuru fasülyeni
Yazdan kalma turşunu özledim anne
Yemek aynı yemek
Aynı emek
Alın teri daha zor
Zamanında toprağında yetiştirdiğin fasulyeyi
Özene bezene ; para ile alıyorum
Senin o lezzetini yine tutmuyor anne
Sana biraz güncelden bahsedeyim anne
Vakit geç
Akşam oluyor taşının ucunda
Karanlığı hiç sevmedim anne
Korkuyorum karanlıktan
Senin de suçun var bunda !.
Bana hiç karanlığı yaşatıp öğretmedin ki anne
Atletime tutturduğun çatal iğneli ; bir civa
Hala akletimde
Düğün takısı gibi,
Sen koluma takardın
Oysa simdi göğsümde
Kalksan da baksan
Oyyy ana
Çatal iğneyle taktığın muska
Biraz daha aşağıda tam
Tam şurada ana
Sol yarımda
Dengesiz ritmi bozuk can ile kan yarısında
Bu gün mayısın on dördü kutlu olsun anne
Kutlu olsun ana
Kutlu olsun mama
Her dilde mutluluksun sen
Kısa yazılışı da olsa
Alfaben ....cennetin adıdır ana
Kaldırıp başımı gitmeliyim şimdi
Nefesin bir bedeni süslerken
Senden helallik isteyemedim
Affet
Oysa ne diyeceklerim var biriktirdiğim
Kaç bayramdır elini öpmedim
Adın geçer yanar asuman gök delinir
Bu yürek bir mayısın ondördün de
Birde
Emanetinin ; evlat dediğinde yenilir
Torunun oldu anne
Görsen boy , boy
Hani derdin ya baban eskitir her şeyi diye
Eskidim ...
Eskitmedim anne
Sen şimdi uyu
Maysın ondördü anne
Ben başında
Gelinin torunların için tıpkı senin gibi aşında
Affet beni
Soframda ,sofra kurduğun hayatım için
Lokmamız için
Erken eskime oğul deyip sakalımın beyazına utandığım için
Affet ana çoğunun sağ iken eline verdiği çiçeği
Toprağına getirdiğim için
Affet anne
Tut ki ben hayırsızınım
Gözünde ki küçük tavşanın
Kıyanmadığınım
Kıymet bilmek için ölüm mü gerekir anne?
Toprak mı gerekir anne ?
Şimdi tutup yakasından bir arkadaşımı ,kardeşimi
Kıymetini bil ulan
Kıymetini bil demek mi gerekir yitmeyenlere
Yoksa
Taşının ucunda ağlamak mı gerekir bitmeyen sevgiye
Bu gün mayısın ondördü içim buruk
Balkonumda sardunya
Kutlu olsun dünya
Kutlu olsun Mayıs
Yüreği avucunda her anaya
Kutlu olsun avuçlarında
Oğul yaşatan hamallara
Kutlu olsun
Avuç içi kadar
Gözüne bakıp yaşatamaya çalışanlara
Anne kanatları altında
Nefes alan her bir canlıya
Kutlu olsun mayıs .....