Kuyu
Kuyunun en derin yerinden
Bir ses işitildi;
'dedim ki sana kuyular kördüğümdür
dedim ki bu kuyu da benim göğümdür'
yukarda birisi;
emerken serçe parmağındaki kesiği
kan saçarak dudaklarından
ve bir nara gibi şaklatarak sesini;
'yetişir bu kadar söz,
tuzu avuç avuç yemek mi zor
şerbeti oluk oluk içmek mi'
kuyuda can pazarı kurulmuş,
der ki kuyu da kendi dilinde;
'biri olmalı muhakkak kuyuda,
biri düşmeli bu kör uykuya'
derinden seslendi mahkum;
'ben ezelden beri dostum,
kendim doldurur kendim içerim
bir kör yılanım karanlıkta doğdum
bir ağacın kökünden
akan su kadar yorgunum.'
Yukarıdaki gürledi;
'Hele öte git kızanım,
urgan değmesin tatlı canına.
Bağladım ucuna canımı,
Baş gire artık toprağa.
Devir döne, gün harman ola
Ölen canlar nasıl düşerse toprağa,
Hele öte git kızanım'
Kuyu söylendi;
Bana kahır gerek,
kurulmuş bir saat gibi
Bekleyen engerek.
İn aşağıya ey mecnun
Başın taşlara değerek.
Bana kahır gerek.
Her gelene eyvallah derim.
Bana kahır gerek.
farklı bir anlatım...
Sesi yüksek bir şiirdi..Okumak epey keyifliydi.Farklı bir akış tezahür etmiş ki bunda kurulan özgül cümlelerin yanısıra üslubun naifliğininde payı büyük.. Tebrik ve teşekkürler şiire,şaire.