Lâl
hepimizi unuttular
ağacın gülü de bizdik külü de
uzayan bir avazla aklımızdan
ağladığımız türküleri çaldılar
göğüs kafesine saklanmış
onlarca ormanı yaktılar önce
gecenin gözüne ansızın çekildi mil
manzaranın içinde durduk öylece
dizemsizdi bütün yıldızlar
bahardık, düşeyazdık kışa
dökülmemiş diliydik çocukların
kahve tadında kırk yıllık hatır
bilmem kaç şiir doğmadan daha
ölümün ucunda kalmıştır
iniyor ömrün hayal perdesi
geçerken güneş önümüzde
bezeniyor dağlara gölgemiz
mum döküyor zaman, kesif odalar
umut var heybemizde ve uzaklar
âzâde bir mısradır şimdi lâl
susuyorum dudaklarına dünya
geldik ve gidiyoruz, işte bu kadar
aynı kalburda elesinler bizi
zaten hiç anlamadılar.
adı lal olan bir öğrencim vardı , hikayesi adı kadar derinden etkileyen biriydi o , iniyor ömrün hayal perdesi..''dizesi gibi gözyaşı doluydu bakışları ,sordukça söze geç başlayan sesi , yaşadığı şehir istanbul'u fark edemeyen çaresizlikleri ,her şeyi hayal , her duruşu sır , ömrü hayal ve serap ve lal misali ...şiir güzeldi şaireye tebrikler ..
Şair;şiirlerini okuyorum ...
çinici döktürmüş yine.. hem tuvale vurmuş arka fon resmi ile,hem klavyeye vurmuş mürekkep sesi ile..gece yarısı okunsa bu şiir,ısıtır yüreği köz ile kütahya,nın gece ayazına inat.. hadi bakalım dil lal olsun ,saz lafazan ..
sevgimkere saygimkere
Yüreğinize sağlık. Güzel bir şiir...
Yürekten tebrikler Necla hanım Her zaman imrenek okuyorum yürek sesiniz Kalbi tebriğiml ve saygımla