Lal Makam

Alfabemin lal makamı

Kırık kanatlı bir piyanoya benziyor

Yüzüme yolculuğa çıkan ülkelerin aydınlık bulutlarından

Aşağı sarkıyorum

Kar artık düşmüyor sevgili gözlerimden

Geçen kıyısız aşksız sulardan

Tırnaklarımın turnaları 

Nirvanaya tırmandıkça

Adolf balıkçılara un satıyor

Samyeli dantelli esintilerini işliyor

Kelebeklerin hayatlarına karşılık

Yüreğimde ölü bir kuş 

Hicazkar tabutunda süsleniyor

Alnında yüzük olan bir fotoğraf

Öfkeli, asabi, lal makamına sözler sunuyor

Her şey sessiz

Yüreğimde çılgın bir papatya tarlasında

Unutulmuş çiçek masalları gibiyim 

Sensiz bizsiz sesimsiz 

Kızılırmağın sesi sesimde ağlıyor

Karşı kıyıda mis kokulu solfej 

Alfabemin lal makamı

Dans ve gül

Gül ve su

Su ve dilsiz su

Açık yürek büfesinin içinde

Diyorum ki 

Aşkın hiç oluşmamış su dili için bir alıcı var mı?

Her yer cenneti taşıyor 

Sırtımda dev ışıklar yanıyor

Sırt üstü oturuyorum

Ayaklarımdan bin bir ülkeyi kurtar diyorum

Gözlerimde kehribar bir bavul var

Sandıkta nefesim

Bütün naftalinler terk edilmiş topraklardır

Kalbimde melodisiz bir gece

Gece ve sen

Sen ve ben

Cam İtalyan tarzında

Kalplerimizi inşa ediyoruz

Biliyorsun sevgilim diyorum

Sevgiline kaçmadan önce 

Bana kaçmalısın diyorum

Korkma elimde yakuttan yapılmış bir kese var

İçeride New York kökenli bir sokak lambası

İçeride kumdan bir kale

Hiç anlatılmamış bir kitabın ilk sayfası

O seni ve bizi ezberlenmiş olarak görüyor

Çünkü aşk iki kişilik bir cennet değildir

Aşk başlangıcı ve sonu olan bir ruhtadır

Kudüs Mekke gibi

Sevmek

Tanrı gibi işte 

Geceyeçorap

Ördüğümde/08/01/24