Lavanta Kokulu Anılar Sandığı
Yıllanmış şarap tadındadır
Yüreğimizdeki dostlar, dostluklar
Yaşanmışlıklarla doludurlar.
Her daim nefes alan anılarda saklı dururlar .
Her daim gün ışığına çıkmayı beklerler.
Çevirdikçe sayfalarını anıların ,
Bazen kurutulmuş bir dal papatya,
Bazen sararmış bir kağıttaki
'Canım arkadaşıma...' notu,
İlk günkü heyecanıyla
saklı durduğu mahremiyetten
çıkıverir karşımıza.
...
Hırpalanmış yürek dile gelir,
Ciğeriniz yanar,
İçinizden bir şeyler kopar gider,
Eksilirsiniz eksildiğinizle bir kez daha yüzleşince.
' Çok ama çok özledim.' dediğini duyarsınız gönül sesinizin.
Kimseler işitmeden ,
Kimselere işittirmeden ,
İçinize dökülürler damlacıklar usul usul.
Kimi keskin cam kırıkları doludur,
Kanatır dilim dilim kesikleri.
Kimi tadı damağınızda kalmış hikayelerle,
Ayaklarınızı yerden keser,
Uçurur kelebeklerinizi rengarenk kanatlarıyla.
Bulutlarla selam söyleyip,
Dilek balonlarınızı uçurursunuz.
Gökkuşağının altından geçebilmek için uğraşıp durursunuz.
Onu görüp sımsıkı sarılabilmek için.
Ama ne mümkün...
' Çok özledim' diye haykırırken gönlünüz,
Sonsuzluklarda bir yerlerde sizi duyup gördüğünü,
Hatta size gülümseyip ,
' Ben buradayım' diyerek eski günleri yad etmek ister.
Sonra...
Boğazınız düğüm düğüm olur, yutkunamazsınız.
Karşınızda duran sandalyede,
Yalnızlığın oturduğu gerçeğiyle yüzleşirsiniz.
Hıçkırıklara boğulursunuz.
Kimselere anlatmadan,
Duyurmadan,
Göstermeden,
Yüreğinizdeki lavanta kokulu anılar sandığınızla,
Gönül gönüle kalırsınız.