Lavinia / Süveyda
Sonra sade birer kahve içtik
Hayat kadar acı bir kahvenin kokusu sinmişti sözcüklerine
Yalnız ve bomboş adamdı karşımda
Elinde sigarası bakıyordu uzaklara
Sanki düşmüş gibiydi tuzaklara
Kırık çakmağıyla adeta meydan okuyordu uzaklara
Ve öyle bir çekti ki sigarasının dumanını
Sabah sabah bi sigara kadar ömrüyle
Her çekişte katranını hapsediyordu ciğerlerine
Bugün de doyduk o'nsuzluğa Elhamdülillah.
Dedi usulca..
Aşık mıydı?
Yoksa kendini maşuk mu ilan ederdi?
Bilmem.
Bilirim ki renkler açardı gönlünde
Bilirim ki Lavinianın yokluğu
Süveydanın tonlarına çalardı
Gecesi tek renk günü tek renk yaşardı
Simsiyah geceden beter
O tüm siyahta yalnızlığa aşıktı
Siyahın yalnızlığı, her şeyi bünyesinde barındırmasında, ağır bir yük, derin bir kuyu. Yalnızlığın şahı bir nevi. Pencereden uzun, sisli bir yol izler gibiydi şiir, akıcı ve insana dokunan dizeler. Kaleminize sağlık, sevgiyle.