Leyla Kokulu Yârin Uzağında...
Sahi kabuğunu söktün mü? Acıların...
Hani biterdi aşk?
O zaman nedir bu?
Yara altında kazınmış, dövme gibi sırıtan.
İçine çentikleri çizilmiş hayali yırtabildin mi?
Bir kağıda çizilmişçesine...
Mecnuni yürüyüşler yapıp yüzleştin mi?
Kendi gerçeğinle.
Gemin kibrin mi hala?
Davetkâr cümlelerine.
Hala tırmanışında mısın?
Kendi duvarının.
Bilsen ne kolaydı
Ağzında dilinle fitilleyip
Sadece bir?Gel' güllesi ile yıkmak onu,
Sevgin susuzlukla, aşkın açlıkla guruldasın,
Biraz daha üşütsün seni bu gurur.
Sen tut orucunu, sarınsın sana yalnızlığın.
Bu titreyen bedeni, bir ten olmadan ısıtamazsın.
Sen şimdi bir ayrılık şiirinin,
Kuru dudağında çatlayan bir konususun.
Hey gidi aşk kırıldı mı bir kez ayağın
Bir avcı namlusunda
Taşıyamaz hayat seni.
Bir mutlu son durağına.
Ve sonunda bıçak sırtındasın,
Boğazın düğüm düğüm,
Büyük lokma var ağzında
Yutkunsan ayrılık suskunluğun,
Çıkarsan sitem, kelimeler dolusu biriktirdiğin,
İşte bu sakal bıyık mevzusunun, yok bir arası...
Aşk bu, demir leblebi;
İstesen de kolay çıkaramazsın.
Ne siyahım, ne beyaz bir renk!
Bir griyim, kendi açmazında çırpınan.
Hani yön tabelası yok ki çölün.
Mecnun gibi geziniyorum işte,
Leyla kokulu yârin uzağında...
Hani yön tabelası yok ki çölün. Sevda yazıyordur Mehmet tabelada Kara Sevda tebrikler...