Lüzum Kalmadi
Gönül yaylasında son kış da bitti,
Daha öncesinden güzüm kalmadı.
Kadrini bilmeden fırsatlar gitti,
Zamanı saymaya lüzum kalmadı.
Mevsimler beşinci mevsime döndü
Dünümü tarihsiz tarihe gömdü,
Ateşleri yakan ateşim söndü,
Küllerin içinde közüm kalmadı.
Kendine zulmetti nefis zalimi,
Artık sormaz oldu eski halimi,
Bilmem ki utancım söze mani mi?
Fakat kızaracak yüzüm kalmadı.
Dünya da keyfimce yaşamak gayem;
Bir gölge hayalmiş hayat hikâyem,
Müflisim, tükendi bütün sermayem,
Elimde tutacak kozum kalmadı.
Kıl-ü kale döndü dilde belâgat,
Kör kötürüm oldu cümle ibâdât,
Fenayım fenadan ettim feragat,
Her şey Ona döndü özüm kalmadı.
Küplerle içirdi acı ilaçtan,
Gönül devran edip döndü miraçtan,
Bir seher rüzgârı esti yamaçtan,
İzlerimi sildi tozum kalmadı.
Bu ben değil artık, bir başka benim,
Çepeçevre sardı, varlık nedenim,
Aklımı mat etti, fikir düzen/im,
Dünyada, Ukba da gözüm kalmadı.
Sevmemiş bu gönül belki sevilmiş,
Bazen kıyam durmuş bazen eğilmiş,
Secdenin taklidi hüner değilmiş,
Ölümden öteye çözüm kalmadı,
En büyük ibadet meğer tevhitmiş,
Salihler Allah'a ihlâsla gitmiş,
Zatına erenin her derdi bitmiş,
Bu hali tahrire gücüm kalmadı.
Dilim aciz kaldı, yüreğim tanır,
Bunu bilmeyenler bir masal sanır,
Kelama ruhsat yok, ancak yaşanır,
Söyleyecek bir tek sözüm kalmadı.
Sevgili bahtımı sardı saralı,
Katreden deryaya vardık varalı,
Tükendi yok oldu, bitti yaralı,
Küle karışınca cüzüm kalmadı.
7.08.1999
Sevmemiş bu gönül belki sevilmiş, Bazen kıyam durmuş bazen eğilmiş, Secdenin taklidi hüner değilmiş, Ölümden öteye çözüm kalmadı,