Mahkûm Ben

Ketum bir edayla süzülüyor Samyeli, biraz kırgın
Ellerinden çalamamış serin tebessümlerini.
Ayaklarına dolanmış da
gördüğünde narinliği kıskandıran bileklerini
isyan etmiş Tanrı'ya
böyle bir ışıltıyla yaktı diye gözbebeklerini.

Müebbet hapsin parmaklıklarına dolanmış hüzünlerin
tek celsede özgürlüğün kanını içtikleri o mağrur günde
bulutların şekillerini, hayalgücünden çalmış gök kubbe.
Güftelerinin arasına müjdeler sarmış Tanrı
Bağrından çıkıp arşa secde etmiş ruhun
Tabiat bütün renklerini bedenine ekmiş.

O Sirius - ki övünür Horus'la
Parladığında doğurmuştur İsis, oğlunu*
Oysa bilmez, karanlığa gömüldüğünde
ne aşklar doğuruyorsun sen kötürüm yüreğime
ne şarkılar dökülüyor gözlerinden kireç tutmuş kederime
Dudaklarından içine çektiğin nefes gözlerimi kamaştırıyor.
Kirpiklerimden çiğ taneleri topluyorum
Mahkûmiyeti ebedî,
diz kapakları pamuk teninde aşınmış düşlerimin
omuzları kıran ağırlığıyla
masumiyetine...

Geceye mumlar çizdim
adımların düşmesin diye kör umutlara
Gül bahçelerinde gezinen rüyalar sağdım yıldızlardan
Başucuna koydum göz kapakların perde olmuşken dünyana
Biraz daha kıskandım gecenin gamzesi Dolunay'ı
O pencerenden seni izlerken
-Güneş yatağından kalkıncaya değin-
Ben insani bir zaafa yenik düşüp uyuyakalıyordum.

Cehennem tırpanında bile böyle yanmamıştır ellerim
dudaklarına ilk dokunduğum zaman.
Kızıl bir kıskançlığa boyun eğerim de
arzulamanın çalakalem gölgesinde
sisler içinde uykumu satarım Şeytan'a
ebrulî tadın dilime elâ sevinçler akıtsın diye, biraz daha.

Utanır kelimelerim betimlemeye yanaşamadığından güzelliğini
Köşe başlarında asılı kalmış cam kırıklarıyla saçlarını tarar da
hanelerden harfler çalar, sunmak için Tanrı'ya aşkımın tasvirini.
Korkuya kapılır kar taneleri:
Eriyip dudaklarına aktıklarında
damarlarımda şaha kalkıp parmaklarımda dörtnala koşan
hiddetimi göreceklerini bilirler.
Bir sen bilmezsin rüyalanmış bedenimin
gül parmaklı şefkatinin ellerinde nasıl acı çektiğini.
Gün doğacak elbet, sancılanmış, bağırıyor, belli
Fakat aşkın nezaketi ateş böcekleri arasında kaybolmuşken
ve susuyorken gecenin perileri hoyratça
göz değebilir mi güzelliğine ufkun alnında?




* Mısır Mitolojisi'nde Sirius yıldızı
görülmediğinde Tanrıça İsis hamiledir.
Parlamaya başladığında oğlu Horus doğar.

10 Nisan 2011 56 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar