Mahkum Duvarlar Ağlardı
ikimiz de mahkum gibi
sırımsıklak yağmura yenik düşmüşken
sıcak tenimizle çıkan buharın ısısıyla
göz nuru hayır dualarla seni özlerdim
sen bir o kadar çıkmaz sokak kaldırımlarında yürüyordun sabah ayazında
ben gök yüzüne b/aktım hayalerimin deminde
yolların renkler karışmış dumanlı dağlar ardında
bense deniz mavisi dalgalarla kulaç atarken seni gördüğümde uyandım
söyle şimdi yaşamın baharında ekin zamanı düşen ak yüzüm
bedenimi saran tüm benliğimde
özlemek kadar susadığım nehirlerim kurudu
yokluğunda
çaresi olacak bir mevsimdeki susuz ağaç gibi kurudum
sensizliğinde
şimdi güz zamanı geçen ayın ardında
adı ağustos böceği uçamaz sularımda
ağlayan göz yaşı kadar mahkum duvarlar yoldaşken
yokluğunla damarıma acılar akıtırdın sensız kör karanlıklarda
özlem dolu her anım senle tesseli oluyordu
ceylan yolun düşerse de çağlayan şelaleye uğrama
dağlayan avcılar var bil
yağmur sesiyle sızlarken yürek acılarım
seni hatırladığımda yüreğime kazarken
acını damla damla eski bir güvercin kanadıyla yazdım
her geçen günün özlemi
hasret kokan yollarına düşen gözyaşımdı
mahkum duvarlar ağlardı gözyaşıyla
sana olan hasretimle...
27*06*12*Karataş*
Gökyüzüne bakıp hayallerimin denizinde görüyorum Her halinle seni Susuzluğumdan nehirler kurudu Her yağmur sesiyle anıyorum Yüreğimdeki sevgiliyi O 'na mahkum duvarlarıma kazıyorum ezberimdeki suretini. Duvarlar bile ağlıyor sensizliğime der gibi. Çok güzeldi yazın dostumun kelamları. Yüreğinize sağlık. Selam ve saygıyla dostça kalın.