Mahlaslarla Yare Sundum Halimi

Haberin var mı Figanî?
Ruhuma neşter attım,
Kanıyor her yeri.
Deli dolu sözcükler
Alıp gider başımı
Zehir eder yüreğim
Bu gencecik yaşımı.
Öyle bir zaman ki;
Düşürdü kirpiğimi
Hiç nedensiz,sebepsiz
Çatıverdi kaşımı.
Zehreyledi ekmeğimi
O helâlim aşımı.

Sen gibiyim Mahremî,
Fıtratımda verilmiş
Bana yârin sevgisi
Adımda üzerimde hani,
Züleyha!
Yâr aşkının delisi.
Dik duran başımla
İffetim dile düştü.
İsmim ayak altında,
Zanıma yasak düştü.
Öyle bir sevda ki;
Sarayım zından oldu,
Zındanım cennet yurdu.

Duy sesimi Kâtibî,
Meslek bildim kendime
Sevgilinin ismini.
Tek bir hece bilmezken,
Şairliğe yürüttü.
İçimde keman sesi,
Dilimde aşk öğüttü.
Öyle bir zanaât ki;
Dişimle tırnağımla
Aşktan kaleler ördüm,
Yâr elini çekince,
Aç kaldım,susuz öldüm.

Sen amîn de Riyazî!
Perde çektim yüzüme,
Titreyen ellerimi
Dua dua dilenip,
Gedâlığa soyundum
Musa'nın kıssasıyla,
Duamdan medet umdum.
Öyle bir inanç ki;
Arş-ı âlâda sesim,
En temiz ağızlarda
Dolaşıyor nefesim.

Mest olurdun ey Mestî!
Bir görseydin yârimin,
Gül teninde gülşenî
Hem neşem,hem eğlencem,
Zevkim sefam dediğim,
Gözlerini cennetim,
Sonsuzluğum bildiğim.
Öyle bir haz ki;
Ruhuma neşe saçar
Çağlayan ırmak olur
Fırat tadında akar.
Gülüşüne az gelir
Karun serveti yesem,
Hep şaşırır kalırım,
Bilmem nasıl söylesem?

10 ?ylül