Mamo'da Yansımamız
Kâğıt üzerinde varlığına satır düşülse de
Devlet kurumunun
Tozlu bir rafında
Bir isimden ibarettir varlığın Mahmut Arveren
Kimin umurunda...
Yokluğuna gelince
Ne varsın ne de yoksun
İnce bir tasni olduğun yaşamda
Aslın gönülde yer almaz
Suretin hatırdan sayılmaz
Komşun görmezden gelir
Dünya senden bihaberdir
İpekli köyünde dökük barakan tek çarendir
Kendi varlığından bile şüphe edersin
Bazen ellerinle bedenine yoklama çekersin
Sonra
Şükür edersin bugün de beden yerinde diye
En olmayanın var oldukça da bu böyle sürecek
Seni kimse fark edip yok'una var sürmeyecek
Vasati kırık kibrittir ömür
Tek yakımlık tek çakımlık
İblis
Melun çizgi var olmadaki dizgi
Nerde karışır nerede ayrışır
Bilinmez
Tek ayıraç ölüm-yaşam çizgisinde
Gözle görülmez
Elle silinmez dirhem eklemez çarene
Çaresiz yüreğine
Herkes bilir
Hal bu
Düzen bu
Hâlbuki
Gün devran getirir Mamo kardaş
Dil seyran sektirse de atış yerinde
Her insan
Bir lisan sofrasında yüzünün yüz kurusunu
İç yalanın dış çınlamasını yaşar doğrusu
Kalbin kulağımda çınlar
Çatlak elin gözümün kan çanağında
Sen unutulmuş bir çatlaksın
Yıkım vakti gelmiş ar duvarında
Örülmüş yaban asması kırışığına
Saklar kusurlarını gün ışığına
Devran devir...
Ezgi aşk östaki borusunda bülbül
Nebi kalp yarası sinede düldül
Nesir düşmüş gönül cıngılına ah eder Çulpan
Ne yakınsanır hayaline ne de sahiplenir
Ciğerlerinden çıkan nefes bir başkasında soluklanırsada
Sende acı dert onda sefa odaklanır
Dileyene verirsin isteyene gönderirsin
Yüce rab dersin
Kulun mamo istedi ver...
Dileğim var
Bana çulunda ne varsa posadan kalan bile olsa ver...
Yerim yok
Yurtdum yok
Kimim kimsem yok
Yok'um bile yok olacak bu gidişle
Kalsın istemem
İnsan hakları evrensel bildirgesi... Başa bela
Hak bildirgede tıkışırsa
Gerçek olmaktan çıkar
Kudret bağıştır diye sahiplenir karun
Un torbasından kıdım kıdım verir
Konu derin...
Ayak yorgun el argın
içten kendine sorgun
Yaşamda ince bir tasni oluşun
Ruh-Beden dedikleri
Biri terk edince öteki de biter tez elden....
Musalla sofrasında
Fark edilir ki
Bir gece vakti
Gürül gürül terk-i diyar eden
Hepimiz olmuşuz