Manyetik Alan

Bir define hayali, peşinde oldu sırdaş,
Bir küp altın masalı,mutlular sarmaş dolaş,
Bir harita lazımdı,defineyi bulacak,
Harita üç parçaydı,biri yoktu nolacak,

Daldılar istanbulda,definedar kahveye,
Bir cambazın elinde,harita vardı diye,
Yanaştılar yanına,cambaz biraz şaşı ya,
Çaktı manzarayı,gösterdi haritayı,
Şövüşlemek üzere,üç kafadar enayi

Bizimkiler şaşkınca,süzüverdi cambazı
"Ula bi bak uşağum,şu define haritaya,
Üç parçası düştü,Trabzon'da maçkaya,
Ha buni bulana,ortak edeceğum paya,

Bizimkiler sazanca,takıldılar oltaya,
Cebinde ne var ne yok,yatırdılar haritaya,
Tüm parçalar tamamdı,daldılar o ormana,
Kazma kürek manyetik,aradılar her yeri.

Kırk gün kırkbir gecede,deşmedik yer kalmadı,
Üç kafadar bir küpü,yine de bulamadı,
Anladılar cambazdan,yemişlerdi tokadı,
Yorgunluktan kalmadı,hiçbirinin takadı.

Derken bir siren sesi,inletti ortalığı,
Emniyet'ten komserdi,üçünü tutukladı,
Komserdi dedi temele,ha burada naparsun,
Dursun hemen atladı,"ölüye mezar kazduk,

Bu mezar benzeyu ki,mezardan çok tunele,
Ha az daha kazsanuz,çıkacak Emniyete,
Elundeki kağidu,nerden aldun de hele,
Çalışmadan kazanmak,ha kimlere rastgele.

Anladıki komiser,bizumkiler saf idu,
Dedi sizde cambazdan, bu bir kazuk idu,
Saılverdi bunları,doğro Trabzon dedu.
Ha bu üç kafadara,büyük bir ders idu.

Üç kafadar konuştu,ne deruz Fadimeye,
Alalım birer fistan, allısından hediye,
Çalarak kemençeyi,çözdüler kelepçeyi,
Ha bu bize bir derstur,çalışan helal yeyu.



(BALIM SULTAN)