Manzaram
Sessizliğin nefeslerinin sıklaştığı vakit
Damla damla süzülür yakamozun gölgesi
Üzerinden yorgun gemiler geçerken
Hüzünlü limandan ayrılmış hüzünlü gemiciler
Ve arkalarında bıraktıkları onlarca, yüzlerce şey
Anlayabilir mi ayrılığı bu kadar derin tatmayanlar
Rutubetin nemden değil yürekten olduğunu?
Gözlerin heryerde geçmişten birşeyler aramasını?
Manzaram bu, benim
Her sakin akşam,
Her bulutsuz gecede
Balıkçı kayıkları ve sevgililerin meskeni bir liman
Suya süzülüp zamanla yok olan yakamoz
Hepsinden sızan aynı hisler; aşk ve özlem
Ayrılık ve yalnızlık
Ayrılmaz kardeşler
Bir de, penceremden oyuncak gibi görünen dünya
Insanlarıyla, araçlarıyla, gürültüsüyle kavgasıyla
Oturup izlersen dinlendirir manzaram
Yada dışarıdaki figüranlardan olup
Manzarama bakanları dinlendirebilirsin
Hayatı düşünecek birkaç dakikalık mola
Durup nefes almaya, çevrene bir göz atmaya
Ihtiyacı olmaz mı hiç insanın?
Yada manzarası geçmişi bir insan
Oturup bazen iki yudum kahveyle
Hayattan ödünç birkaç saat
Anlatmak ne gördüysek, ne yaşadıysak o manzarada
Limandan ayrılan bir geminin tek yolcusu olmadan..