Mapus
Burası ne cennet ne de cehennem,
Cehennemden çok öte bir yer.
Cennet olsa gitmek istemeyeceğim...
Dört duvar arasın sıkışmış bir hayat,
Betonlar,çok soğuk ve ürkütücü,
Güneş,sanki kovulmuş bu duvarlardan,
Sıcaklık ise,
Gardiyanların yüzüne mahkûm edilmiş
Birer tebessüm ve serzeniş.
Nereye düşürdün beni yarrabim!
Herşey metal kokusuyla kesif,
Ranzalar üstüme üstüme yürüyor .
Tuhaf silüetler görüyorum duvarlarda.
Aynalar, birer cellat yaratıyor aksıma.
Aklıma mukayyet olmam imkânsız
Mapushane diyorlar,
Cehennemin bilinmeyen yüzü bura...
Tek tip sesler duymaktayım duvarlarda
Ne hava ne de rüzgar,
Yağmur sesi bile duyulmamakta,
Hiç kuş olmak istememiştim hayatımda.
Ama şimdi özgürlük adını altında,
Bir kuş olup uçup kaçabilsem buradan...
Ömrümün kalan diğer kısmını da,
Bir kuş olarak kalmaya razıyım ,
Yeter ki çıkabileyim dört duvar arasından.
Başka bir çıkış yolu yok ufukta.
Zaman kavramı da korkutulmuş gibi,
Çok ağır işliyor bu dört duvar arasında.
Saatler günlere,günler yıllara tekabül ediyor,
Öyle geç ses çıkartıyor duvardaki tıkırtılar...
Abdulsamet İLGİN